Ekim sayımızda dergimizde ağırladığımız RoyaltyLife Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Sarıaslan, kadim sağlık bilgilerini günümüze taşıyarak insanlara sağlıklı ve konforlu bir yaşam sunmayı hedeflediklerini vurguladı. Sarıaslan, ayrıca şirketin dünya pazarına açılma planları ve sosyal projelere verdikleri önemi de okurlarımızla paylaştı.
RoyaltyLife’in kuruluş hikayesinden kısaca bahsedebilir misiniz?
Geleneksel ve tamamlayıcı tıp tarihi, insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahiptir. İnsanoğlu doğar, büyür, yaşar ve ölür; sağlıklı bir hayat sürmek ise en büyük isteklerinden biridir. Karşılaştığı hastalıklara karşı tedavi yolları arayan insan, yaşadığı toplumda bu mücadeleyi kendine dert edinmiş, kadim kitaplardan ve bir önceki kuşağın ilim ehlini takip ederek edindiği bilgileri kendi zamanında geliştirip sonraki kuşaklara aktarmaya çalışan ilim ve irfan ehli şahsiyetler olmuştur. Geleneğin bir anlamı da “gelene ek”tir; kadim sağlık bilgileri kuşaktan kuşağa aktarılmış, geliştirilerek günümüze ulaşmıştır. Biz de yaklaşık 25 yıl boyunca araştırmalarımızı ve çalışmalarımızı bu kadim geleneğin üzerine inşa ederek insan ve sağlık odaklı bir oluşum içinde bulunuyoruz. Önceleri lokal ve küçük ölçekte hizmet verirken, hedefimizi büyüterek daha fazla insana ulaşma gayreti içine girdik.
RoyaltyLife’ın ürün çeşitliliğinden ve hangi sağlık problemlerine yönelik çalışmalarınız olduğundan bahseder misiniz?
Hazırladığımız bitkisel takviye gıdalar, uzun süren araştırma ve deneyimlerden sonra insanlarımızın hizmetine sunulmaktadır. Şu an birçok bitkisel ürünümüz arasında en çok ilgi görenler, üç bin yıllık formülden hazırladığımız “Sultan Suyu Manna” ve vücut detoksu “Akimey”dir. Kısaca, günümüz insanını cendere altına alan stres, depresyon, anksiyete ve bunların yol açabileceği muhtemel hastalıkların önlenmesinde büyük ölçüde fayda sağlayan pek çok ürünümüz bulunmaktadır. “İlaçlar gıdanız değil, gıdalar ilacınız olsun” düsturu ile insanın karşılaşabileceği her türlü sağlık problemini önlemede veya tedavi süresine katkı sağlamaya yönelik çalışmalarımız gün geçtikçe daha özverili şekilde devam etmektedir.
Özel takviye gıdalarımız, bitkisel ekstralar, macunlarımız, kremlerimiz ve solüsyonlarımız ile insanımızın hizmetinde olmaya devam etmek arzusundayız.
RoyaltyLife neden dünya pazarına açılmak istemekte? Hedefleriniz nelerdir?
Malumunuz, her başarının kendine ait bir basıncı vardır ve bulunduğu yeri daha da genişletmek isterken hedef kitlesini ve alanını büyütmek gerekir. Bizim çalışmalarımız sağlık ve konforlu yaşam üzerine olduğundan, mevcut müşteri portföyümüz ile sınırlı kalmamız mümkün değildir. Aldığımız olumlu neticeler, müşteri memnuniyetleri ve ürünlerimize olan güvenimiz, bizi sınırları aşmak için zorlamaktadır. Firmamızı kurumsal anlamda daha ciddi temellere oturturken, franchise sistemi ile RoyaltyLife ailesini genişletmeyi ve daha çok insana sağlıklı ve konforlu bir yaşam sunmayı hedefliyoruz.
RoyaltyLife olarak sosyal projelerde bulunmayı planlıyor musunuz veya kendinize ait bir sosyal proje var mıdır?
Elbette, insana dokunan her projeye katkı sunmaya hazırız. Özellikle amaçlarımızdan biri, insanlara yaşadıkları çevrede, şehirde, köyde, dağda, bayırda Allah’ın yarattığı ve yanından geçerken adını bile bilmediğimiz çiçeğin, ağacın ve bitkinin sağlık açısından nasıl bir donanıma sahip olduğunu farkında olarak yaşamaya çalışmalarıdır. Bu çevresel farkındalığı, hazırlayacağımız projelerle özellikle yeni nesillere kazandırmayı düşünüyoruz.