Kadın bedeni, pazarlama ve reklam dünyasında uzun yıllar hem bir araç hem de bir metafor olarak kullanıldı. Güzellik standartlarını şekillendiren, tüketim alışkanlıklarını yönlendiren ve ürünleri cazip hale getiren bir unsur olarak sunulan kadın bedeni, zamanla ticari stratejilerin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bu durum, kadının nesneleştirilmesi, cinsiyetçi kalıp yargılarının pekiştirilmesi ve toplumsal algıların manipüle edilmesi gibi pek çok eleştiriyi de beraberinde getirdi. Ancak kadın hareketinin güçlenmesi, kadının ekonomik bağımsızlığının artması ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki farkındalığın yükselmesiyle birlikte, reklam ve pazarlama dünyasında kadın temsiline dair olumlu gelişmeler yaşanmaya başlandı. Mükemmel bir noktaya ulaşmasa da, kadınlar artık yalnızca bir nesne olarak değil, daha güçlü, bağımsız ve çok yönlü bireyler olarak temsil ediliyor derken, bu sefer teknoloji dünyası kadının peşine düştü.
Dijital dünyada, yapay zeka destekli sanal etkileyicilerin hemen hepsinin kadın olarak tasarlanması, markaların güven verme ve kabul görme algılarını güçlendirirken, aynı zamanda kadın bedenini bir nesneye indirgeme eğilimini daha da pekiştirmiyor mu? Erkek sanal etkileyiciler neredeyse yok denecek kadar azken, yapay zeka tarafından üretilen insan görünümlü robotların büyük kısmının kadın olması, toplumsal cinsiyet kalıp yargılarının dijital alana nasıl taşındığını gözler önüne seriyor. Kadınlar artık sadece fiziksel dünyada değil, sanal dünyada da bir pazarlama ve güven aracı olarak konumlandırılıyor. Yapay zeka destekli sanal etkileyicilerin ve robotların kadın formunda sunulması, markalar için cazip bir pazarlama stratejisi olsa da, cinsiyetin nesneleştirilmesi konusundaki tartışmaları daha da derinleştiriyor.
Yeni dünyada kadının adı Sophia (Hanson Robotics tarafından geliştirilen, Suudi Arabistan vatandaşı ilan edilen ilk insansı robot), Ai-Da (dünyanın ilk yapay zeka destekli sanatçı robotu, resim ve çizimler yapabiliyor), Erica (Japonya’da geliştirilen, doğal diyalog kurabilen ve haber sunucusu olarak kullanılan robot), Ameca (İngiltere merkezli Engineered Arts tarafından geliştirilen, insan benzeri yüz ifadeleriyle dikkat çeken sosyal robot), Grace (sağlık sektörüne yönelik olarak tasarlanan, yaşlı bakımı ve sağlık hizmetlerinde kullanılmak üzere geliştirilen insansı robot), Lil Miquela (2016’da yaratılan Brezilya-Amerikalı sanal influencer, modellik yapıyor, müzik üretiyor ve aktivizmle ilgileniyor), Imma (Japonya merkezli pembe saçlı sanal influencer, moda ve güzellik sektöründe aktif), Shudu Gram (dünyanın ilk dijital süpermodeli, Balmain ve Fenty Beauty gibi markalarla çalıştı) ve Bermuda (başlangıçta Lil Miquela’ya rakip olarak tasarlanan, zamanla kendi takipçi kitlesini oluşturan sanal influencer).
Kadın adlarıyla sunulan bu sanal figürler, insanlara güven vermek, estetik algıyı yönlendirmek ve pazarlamanın yeni yüzü olmak için varlar. Dijitalleşen dünyada kadın temsili yalnızca çeşitlenmekle kalmıyor, aynı zamanda yeni bir nesneleştirme biçimine dönüşerek modern çağın estetik ve algı oyunlarının bir parçası haline geliyor.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüz kutlu olsun Sophia, Ai-Da, Erica, Lil Miquela ve diğer tüm dijital kadınlar…
Bahçeşehir Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı & BAU Markalama ve İnovasyon Merkezi Direktörü:PROF. DR. ELİF YOLBULAN OKAN