Sayrem, Türkiye’nin dört bir yanında tek bir konseptle büyümeye devam ediyor. Yeni şubelerini açarken marka kültüründen ödün vermeden misafirlerine tanıdık bir sıcaklık sunan marka, geniş ve bölgesel lezzetlere uyumlu menüsü, anahtar teslim franchise modeli ve dijitalleşme odaklı kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi ile Sayrem ruhunu her noktaya aynı şekilde taşıyor. Sayrem Tava Lezzetleri Yönetim Kurulu Başkanı Murat Koç, “Biz misafirlerimizi tanıyoruz; beklentilerini önceden anlayan ve karşılayan bir sistemle büyümeye devam ediyoruz.” diyor.
Yeni şubeler açarken, Sayrem’in kültürünü her noktada nasıl tutarlı tutuyorsunuz?
Sayrem olarak Türkiye’nin dört bir yanında aynı hissiyatı yaşatmak bizim için temel bir prensip. Tek bir konseptle hareket ediyoruz; bu da misafirlerimizin hangi şehirde olursa olsun Sayrem’e adım attıklarında tanıdık bir sıcaklıkla karşılaşmalarını sağlıyor. Özellikle franchise modelimiz burada çok büyük bir avantaj sunuyor. Çünkü tüm süreçlerimiz anahtar teslim bir sistem üzerine kurulu. Soslarımızdan tavuğumuza, şube mimarisinden kasamızdaki çiçeğe kadar her detay standartlarımızla birebir uyumlu. Ama bizi asıl Sayrem yapan; vitrine koyduğumuz objeler değil, o vitrinin arkasında emeğiyle duran ustalarımız, emekçilerimiz ve işini sahiplenen şube yöneticilerimizdir. Onların özverisi, Sayrem’in ruhunu her noktaya aynı şekilde taşımamızı sağlıyor
Sayrem’in büyümesiyle müşteri deneyimini nasıl daha da kişiselleştirmeyi planlıyorsunuz?
Aslında Sayrem’i kurarken en büyük kişiselleştirmeyi o ilk adımda yaptık. Menü yapımız, Türkiye’nin farklı lezzet alışkanlıklarını gözeterek oluşturuldu. Bugün bakıldığında çok çeşitli damak zevklerine hitap eden, şehirden şehre değişen kültürlere uyum sağlayan bir menümüz var. Bu nedenle müşteri deneyimindeki kişiselleştirmeyi menüden ziyade dönemsel kampanyalar, servis yaklaşımımız ve dijitalleşme adımlarımızla sağlamayı planlıyoruz. Çünkü biz misafirlerimizi tanıyoruz; beklentilerini önceden anlayan ve karşılayan bir sistemle büyümeye devam ediyoruz.
