AVM’lere sadece bir fiziksel kabuk ya da dükkanlar topluluğu olarak bakmayıp, bunları bir olgu olarak görmek gerekir, çünkü alışveriş merkezlerinin kapalı bir mekan olarak yaygınlaşması, kent yaşamını etkileyen toplumsal alanın düzenlenmesinde ortaya çıkan temel değişimlerden bağımsız olarak ele alınamaz.
AVM’de konsept geliştirmek demek AVM’nin kimliğini oluşturmak demektir. Bir AVM’nin konsepti; mimari tasarım özellikleri, mağaza karması, pazarlama faaliyetleri ile birlikte ortaya çıkar. Ulaşılmak istenilen hedef kitleye göre bir konsept geliştirmek AVM’nin başarısını doğrudan etkiler. Türkiye’nin 1980’li yıllarda başlayan AVM seyrinde, sürecin başlangıcından günümüze dek konseptlerde bir değişim olduğu görülüyor. Başlangıçta atriumlu, çok katlı, iklimlendirme ve aydınlatma düzeni açısından benzerlikler sunan tipolojiler yaygınken; günümüzde sokak, meydan, çarşı gibi geleneksel kent mekanına özgü tipolojilerini merkeze alarak projelendirilen, bunu kimliğin ve pazarlamanın bir öğesi olarak kullanan ve belli temaları işleyen tipolojilere doğru bir geçiş olduğu görülüyor. Türkiye’nin İlk AVM’lerinden olan Galleria AVM, Capitol AVM ve Carousel AVM benzer plan şemaları olan mekânsal örgütlenme sunarken; günümüzde kurulan AVM’lerin, müşterileri çekmek için gittikçe farklı stratejiler izledikleri görülüyor.
Tüketicilerin beklentilerine göre trendler oluşturulmalı
Bir AVM projesinin değerinin yükseltilmesi için gerekli konsept çalışmalarının yürütülmesi esas konuların başında geliyor. Konsept geliştirme sürecinin başlaması ile birlikte mimarinin, projenin bulunduğu bölgeye ve dokuya göre şekillendirilmesi, projelerin eksiklerini ve ihtiyaçlarını belirlemek, geliştirilmelerine yönelik çalışmalarda ve yönlendirmelerde bulunmak, perakendecilerin ve tüketicilerin beklentilerine göre mevcut trendleri göz önüne alarak düzenlemek başlıca yapılacak adımlar arasında sayılabilir.
AVM yatırımcıları mimari öğeleri öne çıkarmakla beraber, her projenin tema ve konsept açısından farklılaşmasını hedefliyor.
Konsept geliştirme sürecinin birer parçası olabilecek başlıklar arasında şu maddeleri sayabiliriz:
• Master plan oluşumuna destek verilmesi,
• Projelerde ticari perakende alanlarının oluşturulması ve bu alanların hedef kitle uygunluğuna göre yönlendirilmesi,
• Konsepte uygun uluslararası örneklerin incelenerek projeye aktarılması,
• Belirlenen konsepte uygun ticari birimlerin ideal metrekare ve birim dağılımının oluşturulması,
• Sektöre özel değerlendirme yapılması ve projenin gözden geçirilmesi,
• Ticari alanların fizibilitesinin oluşturulması.
Bir AVM projesine başlandığında, yurt dışı ve yurt içindeki AVM konseptlerinin incelenerek lokasyona, hedef kitleye uygun konseptin oluşturulması ve merkez tipinin belirlenmesi ve belirlenen konsepte uygun bir mimari ile projenin hayata geçirilmesi gerekir. AVM’nin konsepti, iç ve dış mimarisi, AVM’nin ismi, marka karması, sloganı, iletişim stratejisi, pazarlama aktiviteleri ve peyzajı ile bütünleşmeli ve tüm işler bu belirlenen konsepte göre geliştirilmelidir. Bir AVM’de ana konsept yanında alt konseptler de geliştirilerek çeşitlilik sağlanabilir, ancak bütün bu maddelerin planlama aşamasında düşünülmesi işletme aşamasında sıkıntıların doğmasını engeller. Konsept açısından yaşanan eksiklikler, AVM’nin ruh ve kimliğinin müşteriye yeteri kadar yansımamasına neden olabilir.
Karma projelere ilgi artıyor
Son dönemde içinde karma projelerin olduğu konsepte sahip AVM’lere ilgi giderek artıyor. Çünkü aynı ortamda ofis, rezidans ve otel gibi fonksiyonların bulunması, proje sakinlerinin hayatlarını kolaylaştırmalarıyla öne çıkıyor. Aslında geçmiş yılların mahalle kültürünün modernize edilmiş, kullanışlı ve sıkıştırılmış modeli günümüzde karma projelerde yerini alıyor. Karma projelerde de projenin içinde küçük bir mahalle kültürünü yaşama, farklı fonksiyonlardan kısa sürede bir arada yararlanma avantajı sunulur.
AVM’ler gibi ticari mekanların tasarımı, aslında bir tür iletişim stratejisidir. AVM mimarisinde bölgesel mimariden esintiler olabilir. Tüketici, nasıl kendisiyle bütünleştirdiği markaları satın alma yolunu izliyorsa, aynı şekilde aidiyet hissettiği AVM’leri de daha fazla ziyaret ederek alışveriş yapmayı tercih ediyor.
Bir AVM’nin lokasyonu da kimliğinin oluşmasında önemli rol oynuyor. Merkezin mimarisi, mağaza karması, konsepti, pazarlama stratejisi, teması, o kimlik ve ruhun oluşmasında en önemli faktörler arasında sayılabilir.
Alışveriş merkezinde sadece yönetimsel değil, mimari ve fonksiyonel farklılıklar yaratmak, projenin uzun vadedeki yaşam başarılarına, verimliliğine doğrudan katkı sağlar.
AVM tasarımlarında değişimi öngörebilmek önemli bir unsur
Günümüzde AVM’lerin alışveriş ihtiyacını karşılamaktan ziyade, yaşama dair pek çok aktivitenin karşılık bulacağı ve yenilerinin talep edileceği farklı işletmeler bütünü olarak biçimlenmesi gerekiyor. İnsanoğlunun en önemli gereksiniminin doğa ve doğallık olduğunu göz önünde bulundurursak, yapılaşma çoğaldıkça yeşil ihtiyacı da artıyor. Bu nedenle AVM tasarımlarında, daha fazla açık alana sahip, doğal yeşil alanların korunduğu ve artırıldığı, ortak kullanım alanlarının çeşitlendirildiği, enerji sarfiyatının yapısal özelliklerle gözetildiği, doğayı sadece koruyan değil, geliştiren mekanlar olarak tasarlanması asıl öncelikler arasında yer alıyor.
AVM tasarımlarında değişimi öngörebilmek önemli bir unsur. Kişilerin alışveriş ve sosyal yaşam aktivitelerindeki tercihleri AVM iç mekan projelerinde en önemli. Genç nüfusun popülasyondaki yüzdesinin ağırlıklı olduğu ülkelerde teknolojinin de yardımı ile sosyal ihtiyaçlar sürekli olarak değişiyor.Teknolojinin gelişimi ile birlikte, online alışveriş perakende sektörünün kaderini değiştirdi. AVM’lerin kurgusu da bu yeni etmene bağlı olarak yeni bir şekil aldı.