UFS Kurumsal Hizmetler şirketi CEO’su Nazlı Uzunlar ile bir araya geldiğimiz Ağustos sayımızda Uzunlar; “UFS Kurumsal Hizmetler, 7 bölge ve 70 ilde faaliyetine devam etmektedir. UFS olarak sadece ülkemizin değil dünyanın en büyük marka ve projelerine hizmet vermekteyiz. Oyuncusu olduğumuz ligde gelişmeye devam eden, kuralları-standartları belirleyen ve uygulayan bir role sahibiz.” diyerek UFS’nin proje ve hedeflerinden söz etti.
Şirketinizi tanıyabilir miyiz, büyüme potansiyelinizden, hizmetlerinizden ve hedeflerinizden okuyucularımız için söz eder misiniz?
UFS Kurumsal Hizmetler, United Holding bünyesinde hizmet sektörü faaliyet alanında yer almaktadır. Holdingimiz faaliyetlerini; UNTD markasıyla inşaat, UG Filo markasıyla otomotiv, Mahrek ve Ortem markalarıyla teknoloji sektöründe sürdürmektedir. UFS Kurumsal Hizmetler; entegre tesis yönetimi, güvenlik, endüstriyel temizlik, catering, teknik hizmetler, acente, etkinlik ve lojistik hizmetleri olarak 5 tüzel kişilik ile 17.000’i aşkın çalışanıyla, 7 bölge ve 70 ilde faaliyetine devam etmektedir. UFS olarak sadece ülkemizin değil dünyanın en büyük marka ve projelerine hizmet vermekteyiz. Oyuncusu olduğumuz ligde gelişmeye devam eden, standartları belirleyen ve uygulayan bir role sahibiz. Müşteri yakınlığına verdiğimiz önem, güçlü mali yapımız, insan kaynağı oluşturmadaki yetkinliğimiz, çevik organizasyonumuz sayesinde; İstanbul Havalimanı, Turkcell, Aselsan, Havelsan, Roketsan gibi büyük ve zorlu projeleri yönetiyor, Teknofest ve UEFA Şampiyonlar Ligi gibi büyük organizasyonlarda da hizmet veriyoruz. Müşterilerimizin beklentileri doğrultusunda, standardı yüksek, çoklu lokasyonlarda hızlı aksiyon alabilen, koordineli çalışabilen ve tüm bu operasyonları eş zamanlı olarak tek elden yönetebilen organize bir çalışma disiplinine sahibiz. Dijitalleşmeyi operasyonlarında aktif olarak uygulayabilen kurumların belirleyici olduğu günümüz dünyasında insanı öncelik olarak tutan, otomasyon, inovasyon, verimlilik ve sürdürülebilirlik projelerimize her geçen gün daha da fazla yatırım yapıyoruz. UFS olarak geçtiğimiz 5 yılda kural belirleyici olma yolunda konumlandığımız sektörde, önümüzdeki 5 yılda %100 Türk sermayeli en büyük şirketlerden biri olmayı hedeflerken, stratejik iş ortaklıklarıyla büyüyen, esnek kontrat yönetimine önem veren, istihdamın korunmasına ve yetenek yönetimine azami hassasiyet gösteren bir kuruluş olma hedefimize hızla ilerlediğimiz kanaatindeyim.
Sektörünüz insanı odağına alan bir sektör. Sizler UFS olarak insan kaynakları yönetiminin geleceği ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Biz yöneticilerin gündeminde, yetenek riski ilk sırada yer almaktadır. Yetenek riskinin bu denli ön plana çıktığı bir ortamda insanı ve değişimi yöneten ekipler, özellikle de hizmet sektöründe faaliyet gösteren şirketler, yetenek yönetim stratejilerinde değişime gitmek zorunda hissetmektedir. Değişim ihtiyacının başında; süreçlerin dijitalleştirilmesinin ötesinde geliştirebilen ve yönetebilen ekipler yaratma, öğrenme organizasyon çevikliği kadar tüm kurumda anlamlı ve yaygın bir kurum kültürü oluşturma, farklı çalışma modellerine adaptasyon, çalışan haklarında eşitlik ve tanınan haklarda değişim politikalarını hayata geçirme gibi başlıklar gelmektedir. Önümüzdeki dönemde değişen iş gücü ve beceri beklentilerinin özellikle dijitalleşmenin kurumlardaki olgunluk seviyesini artıracağı, robotik teknolojilerin ve yapay zekânın iş hayatı içerisindeki payının artması ile çalışanların şimdiye kadar yüksek performans sergilemelerini sağlayan beceriler için yetersiz hale gelmeye başlayacağı, stratejik bakış açısına sahip sağduyu ile hareket edebilen, birden çok işi aynı anda yapabilen, disiplinli ve strese dayanıklı profillerin ön plana çıkacağı bir çağa doğru hızla ilerliyoruz. Özellikle bizim gibi işinin büyük bir kısmının sahada geçtiği sektörümüzdeki yönetici ve liderlerin dinamik ve mobil olan ekiplerine; büyük resmi gösteren, onları yetkinliklerine göre bir amaç etrafında toplayan, sürekli motivasyon ve heyecan yaratan becerilere sahip olacak şekilde değişim göstermesini bekliyoruz. İçinde bulunduğumuz dönemde kurumların öncelikle çevik organizasyon yapılarına geçmeleri ve mevcut iş yapış becerilerinin ötesine yeni iş becerilerine odaklanmaları gerekecektir.
Sizi sektördeki diğer rakiplerinizden ayıran en önemli özelliğiniz nedir?
UFS’yi diğer rakiplerinden ayıran en temel üç özelliğimiz; güvenilir, çevik ve yenilikçi olmamızdır. Bizim kurum kültürü haline gelmiş ve her dönem daha da geliştirdiğimiz değerimiz güvendir. Müşterimizin, tedarikçimizin, çalışanımızın kısacası tüm paydaşlarımızın bize duyduğu-duyacağı güven ve bizim onlara vereceğimiz güven duygusu, taviz vermeden devam ettireceğimiz en önemli değerimizdir. Çeviklik; yaptığımız işin doğasında günümüz iş yaşamının sektörümüzün gerekliliklerinin en başında olan, bizim de çok güçlü olduğumuza inandığım bir diğer özelliğimizdir. UFS’nin parlak geçmişinin yaşadığımız bu gününe bıraktığı belki de en önemli değerdir diyebilirim. Ayrıştırıcı en belirgin özelliklerimizin üçüncüsü ise yenilikçi oluşumuzdur. Çağımızın değişim ve dönüşüm ivmesini, stratejilerimiz ve değer önerilerimizde her zaman ilk sıralarda yer alan inovatif hizmet ve ürünler sunabilme becerisi ile yakaladık. Bu önceliklendirme yarıştığımız etapta bize bayrağı taşıtan en önemli özelliğimiz olmuştur.
Bir kadın olarak bu sektörde yaşadığınız zorluklar ve sektörü tercih etmenizin sebepleri nelerdir?
Sektörümüzü tercih etmemdeki en önemli sebep insan odaklı olmasıdır. Hizmet sektörü problem çözme, analitik düşünme, hızlı karar alma, insanların duygu ve düşüncelerini anlama açısından her daim kişiyi zinde tutan ve birçok bileşeni bünyesinde barındırmaktadır. Bu sektör 24 saat durmadan, devam eden bir döngü içerisinde her daim aktiftir. Herhangi bir konuda, müşteride, çalışanda ve paydaşta öğrendiğinizi bir başka noktada uygulayabildiğiniz, insanı her daim uyanık canlı tutan, her yeni güne yeni bir mücadele ile başladığınız eşsiz bir deneyim sunar. Bu dinamik yapı, sektörü tercih etmemim bir nedenidir. Potansiyelin baskı altında ortaya çıktığına ve konfor alanında yaşanan hayatlardan geriye bir hikâye kalmayacağı inancındayım. İşte tam da bu noktada insanı odağına alan bu sektör yıllar içerisinde tutkum oldu. Elbette sektörde çalışmaya başladığım ilk yıllarda kadın yönetici olarak zorlandığım birçok husus olmuştur ancak günümüzde iş hayatında olduğu gibi toplumsal yaşamın her alanında kadınların güçlü olduğuna inandığım bağ kurma, değişim ve dönüşüme gösterilen hızlı adaptasyon, iş çıktılarının ilişkilendirmesi, takım çalışmasına yatkınlık gibi özellikler sayesinde sektörde kadın yöneticilerin daha özverili ve başarılı olduğu hususlarına olan inancım, tüm zorlukların üstesinden gelmemde daima destek olmuştur. İş yaşamının ötesinde, dünyayı içine alan birçok olumsuz sürecin azalmasının da kadınların temsil ettiği şefkat, güven ve adaletin yaygınlaşmasıyla mümkün olacağı görüşüyle tüm zorluklarına rağmen insan odaklı bir sektörü tercih ettiğim ve tutkumu gerçekleştirdiğim için yaptığım işin tüm çıktıları adına iyi ki demekteyim.
