Perakende

Doğru Lokasyon, Güçlü Marka

Korkmaz Genel Müdürü Kerim Korkmaz, AVM’lerin markalar için sadece satış değil, güçlü bir deneyim ve görünürlük alanı olduğunu söylüyor. Doğru lokasyon, hedef kitle uyumu ve marka karması, yeni mağaza açılışlarında belirleyici kriterler arasında öne çıkıyor. Cadde ve AVM mağazacılığı ise birbirini tamamlayan iki stratejik kanal olarak değerlendiriliyor.

Korkmaz Genel Müdürü Kerim Korkmaz

AVM’lerin perakende markalarına sağladığı katkılar nelerdir? Gelir artışı, marka bilinirliği ya da müşteri deneyimi açısından hangi avantajlar öne çıkıyor?

AVM’ler, aslında markalar için sadece bir satış noktası değil, aynı zamanda bir iletişim ve deneyim merkezi. Tüketicinin günün farklı saatlerinde, farklı ihtiyaçlarla uğradığı bu ortamlarda bulunmak, markamızı daha geniş kitlelerle buluşturuyor. Gelir artışı açısından bakıldığında, yoğun ziyaretçi trafiği doğal olarak mağazalarımız için önemli bir potansiyel yaratıyor. Marka bilinirliği tarafında ise bir AVM’de diğer güçlü markalarla aynı çatı altında yer almak, algımızı güçlendiriyor. Bunun yanında AVM’ler, sundukları konfor, etkinlikler ve sosyal alanlarla müşteriye daha uzun süreli bir deneyim yaşattıkları için markaların da müşteriyle kurduğu etkileşimi zenginleştiriyor. Dolayısıyla satış, görünürlük ve deneyim üçlüsünde AVM’lerin rolü oldukça belirleyici oluyor.

Yeni mağaza açılışlarında AVM tercihlerinizi belirleyen kriterler nelerdir? Lokasyon, ziyaretçi profili, kiralanabilir alan gibi unsurlar arasında sizin için en belirleyici olan faktörler hangileri oluyor?

Yeni bir mağaza açılışında bizim için en kritik nokta, doğru müşteriyle doğru lokasyonda buluşabilmek. Lokasyon, elbette ilk bakılan unsur; ancak tek başına yeterli değil. Ziyaretçi profilinin markamızın hedef kitlesiyle örtüşmesi ve AVM’nin sahip olduğu marka karması da bizim için belirleyici oluyor. Çünkü tüketicinin alışveriş yolculuğunda bizimle benzer konumlanan markaların varlığı, hem sinerji yaratıyor hem de müşteri trafiğini güçlendiriyor. Ayrıca kiralanabilir alanın mağaza konseptimize, ürün sunumumuza ve müşteri deneyimi yaklaşımımıza uygun olması da oldukça önemli. Yani biz seçimlerimizi tek bir faktöre göre değil, tüm bu unsurların dengeli şekilde bir araya gelmesine göre yapıyoruz.

AVM mağazacılığı ile cadde mağazacılığı kıyaslandığında, ne tür farklılıklar gözlemliyorsunuz?

Cadde mağazacılığı ve AVM mağazacılığı, aslında birbirini tamamlayan iki farklı kanal. Cadde mağazaları, markanın şehirle daha doğrudan temas kurmasını sağlıyor. Özellikle belli lokasyonlarda sürekli bir müşteri akışı var; bu da markanın günlük yaşamın bir parçası olarak algılanmasına yardımcı oluyor. AVM mağazacılığı ise daha kontrollü bir ortam sunuyor. İklim koşullarından bağımsız, düzenli ziyaretçi trafiği, eğlence ve sosyal alanlarla birleştiğinde, tüketiciye alışverişin ötesinde bir deneyim yaşatıyor. Bunun yanında, AVM’lerde farklı segmentlerden markaların aynı çatı altında olması, tüketicinin tek bir ziyarette pek çok ihtiyacını karşılamasını sağlıyor. Bizim açımızdan baktığımızda her iki kanalın da kendine özgü katkıları var; stratejilerimizi oluştururken ikisini dengeli şekilde değerlendiriyor ve sinerji yaratacak şekilde konumlandırıyoruz.