Çağdaş Türk resminin özgün temsilcilerinden Ekrem Kahraman’ın çok özel eseri Ariş Pırlanta standında sergilendi.
Türkiye’nin köklü mücevher markalarından Ariş Pırlanta, 1-4 Ekim 2025 tarihlerinde CNR Expo Fuar Merkezi’nde gerçekleşen İstanbul Jewellery Show’da sanatseverleri sıra dışı bir deneyim yaşattı. Çağdaş Türk resim sanatının öncü isimlerinden Ekrem Kahraman’ın özel seçkiyle hazırlanan eserleri, Ariş Pırlanta standında “Sanatın Pırlanta Hali” temasıyla ziyaretçilerle buluştu.
Kahraman’ın insanın varoluşunu, doğa ile ilişkisini ve toplumsal hafızayı sorgulayan felsefi sanat anlayışı; Ariş Pırlanta’nın zarafet, kalıcılık ve estetik değerleriyle bütünleşerek benzersiz bir buluşma yarattı. Sanatçının sembollerle örülü anlatımı ve derinlikli tablosu, pırlantanın ışıltısıyla bütünleşerek ziyaretçilere yalnızca bir görsel değil, aynı zamanda düşünsel bir yolculuğa çıkardı. ‘Sanatın Pırlanta Hali” ile meydana gelen bu özel birliktelik, Ariş Pırlanta’nın yıllardır savunduğu kalıcılık, özgünlük ve zarafet değerlerini sanatın evrensel diliyle bir araya getirdi.
Ariş Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş bu özel birliktelikle ilgili şu açıklamada bulundu: “Sanatı, yalnızca izlenen değil hissedilen bir değer olarak görüyoruz. Ekrem Kahraman’ın bu çok özel eseri, tıpkı pırlanta gibi zamana meydan okuyan, insanın özüne dokunan izler taşıyor. Bu iş birliği bizim için sadece bir sergi değil, bir değerler buluşmasıdır.” Mücevher fuarında fark yaratacak bu sanat sunumu hem sanatseverleri hem de tasarım tutkunlarını insani ve kültürel değerlere ışık tutan benzersiz bir estetik anlayışla buluşturmayı amaçladık.
Sergide Öne Çıkan Eser hakkında
Ekrem Kahraman’ın Ariş Pırlanta’ya özel eseri hem biçimsel hem de simgesel açıdan pırlantanın çok katmanlı anlam dünyasıyla derin bir bağ kuruyor. Karanlık bir zeminden yükselen ışık halesi içinde yer alan merkezî ağaç formu, bir yaşam çekirdeği gibi görünürken; çevresindeki altın tonlarındaki dairesel ışık kuşağı, adeta bir pırlantanın ışıltısını ve kusursuz kesimini anımsatmaktadır. Tabloda yer alan Ağaç, tıpkı bir pırlantanın, içindeki sonsuz enerjiyi yansıtan öz varlığı gibi bu ışık merkezinin tam kalbinde yer alıyor. Tabloda pırlanta yalnızca bir mücevher değil; zamanla olgunlaşan, basınçla şekillenen, sabırla parlayan bir bilgelik metaforu hâline geliyor.
Kahraman, varoluşun çekirdeğini ve insanın özündeki ışığı görünür kılarken; Ariş Pırlanta’nın zamana meydan okuyan değer anlayışıyla da örtüşen bir simgesel evren kuruyor. Tablonun derin tonlarıyla patlayan ışık geçişleri, pırlantanın hem maddi hem de manevi anlamda taşıdığı çok boyutluluğu yansıtarak eser, sadece bir görsel deneyim değil; ışığın, zamanın ve insanın özüne dair düşünsel bir çağrısıdır.
Ekrem Kahraman Kimdir: Dünya Görüşü, Felsefesi ve Sanatı…
Ekrem Kahraman, çağdaş Türk resim sanatının en özgün isimlerinin başında anılan bir sanatçıdır. Onun sanatı, yalnızca estetik bir maharet gösterisi ya da ressam arayışı olmaktan çok; aynı zamanda insanın çağdaş varoluşunu, doğayla, hayatla ilişkisini ve yaşanan her türlü toplumsal felsefi dönüşümleri ile bakış ve algılayış açılarını sorgulayan güçlü bir entelektüel felsefeye dayalıdır.
Kahraman’ın resimlerinde doğa ve insan arasındaki tarihsel kadim bağ, yüzeylerin, renklerin, figürlerin ve sembollerin diliyle yeniden kurulmaktadır. Sanatçı, görünmeyeni görünür kılma çabasıyla, bireysel hafızadan evrensel bir bilince doğru yolculuk kapısı aralamaya çabalar. Bu yüzden onun resimlerinde yalnızca gözün gördüğü değil, insan düşüncesinin ve ruhunun sezebildikleri ifade bulmaya girişir.
Sanatçının dünya görüşü, insanın özündeki asıl insani ve kültürel değerleri hatırlama, hatırlatma ve varoluşun sonsuz derinliklerine ışık tutma gayretine dayanır. Ona göre sanat, yalnız bireysel bir marifet ifadesi değil, aynı zamanda insanlık için dönüştürücü bir düşünce ve yeniden kurma gücüdür. Bu bakış açısıyla Kahraman, sanatını bir tür tarihsel düşünsel içsel entelektüel yolculuk ve toplumsal sorumluluk olarak kurgular.
Fuara özel olarak hazırlanan bu sunumda, Ekrem Kahraman’ın resimleri yalnızca estetik bir haz sunmakla kalmıyor, aynı zamanda izleyiciyi düşünmeye, sorgulamaya ve kendi varoluşunu yeniden keşfetmeye davet ediyor. Onun sanatında sanki bir tür pırlanta gibi parlayan insani ve kültürel değerler, ışığını o her daim koruyan bir gelecek rehberi gibi öne çıkıyor.
