Veriye dayalı mühendislikten yapay zekâ destekli kentsel ulaşım çözümleriyle büyümesini sürdüren Parkexpert, Dr. Selami Balcı’nın liderliğinde otopark sistemlerini akıllı şehir altyapısının stratejik bir bileşenine dönüştürüyor. Teknoloji ihracatı yapan bir marka olarak, örnek gösterilen sistemler kurmanın hedef değil sorumluluk olduğunu vurgulayan Balcı, “Otopark bizim için şehirdeki hareketin başladığı noktadır.” diyor.
Harita mühendisliğiyle başlayan kariyeriniz, ulaşım ve otopark sistemlerine nasıl evrildi? Akademik geçmişiniz sektöre nasıl yön verdi?
Benim için bu bir evrim değil, aslında bir devamlılık süreciydi. Lisans eğitimimi Harita Mühendisliği üzerine tamamladım. Ardından şehircilik ve ulaşım konularına olan ilgim beni bu alanda yüksek lisans ve doktora çalışmalarına yönlendirdi. Her bir akademik aşama, şehirlerin işleyişini daha derinlemesine anlamamı sağladı. Parkexpert’in temelleri de aslında bu anlayışla atıldı. Harita mühendisliği, kentsel altyapı ve araziyle kurulan ilişkileri anlamada önemli bir temel taşıdır. Kentsel Tasarım, mekânsal kurgulara insan odaklı bir perspektifle yaklaşmayı, şehirlerin sadece planlanmadığını; aynı zamanda yaşayan, değişen, dönüşen yapılar olduğunu kavramamız gerekiyor. Bu nedenlerle odağımı “Arazi Kullanımı ve Yönetimi” üzerine yoğunlaştırdım. Bugün otopark yönetimi gibi kentsel ölçekli sistemlere bütüncül bakabiliyorsak, bu çok katmanlı akademik zemin sayesindedir. Teori ile pratiği harmanlamak, sektörde özgün çözümler üretmenin anahtarı oldu.
Arazi kullanımı ve yönetimi üzerine doktora yaparken bir yandan özel sektörde akıllı otopark sistemleri kurmak… Teori ile pratik arasında nasıl bir bağ kuruyorsunuz? Bu iki dünya birbirini besliyor mu?
Aslında teoriyle pratiği birbirinden ayırmak bana göre doğru değil. Akademik dünya size konulara yukarıdan, sistematik bakmayı öğretir. Akademide öğrendiğiniz her bilgi, sahadaki kararlarınızı daha etkili ve sürdürülebilir kılmak için bir temel oluşturur. Sahada her çözüm, uygulamayla test edilir. Otopark sistemleri dediğiniz şey sadece araçların konulduğu yerler değil; kent içi hareketliliğin düzenlendiği, sosyal yaşamın şekillendiği birer altyapı parçasıdır. Bu nedenle saha tecrübesi ile akademik birikim birbirini besliyor. Doktora sürecimde üzerinde çalıştığım birçok kavram, Parkexpert’in projelerinde karşılık buldu. Akıllı otopark sistemleri yalnızca teknolojik değil; aynı zamanda davranışsal, mekânsal ve yönetsel birer projedir. Teori ve pratiği bir araya getirmek, bize bu alanın çok boyutlu doğasını kavrama şansı veriyor
ParkExpert’i diğerlerinden ayıran farkı en sade şekilde nasıl anlatırsınız?
Parkexpert’i farklı kılan temel unsur, otoparkı sadece bir işletme değil, bir şehircilik aracı olarak görmemiz. Biz her projeye, bölgenin ulaşım yoğunluğunu, nüfus yapısını, gelecekteki gelişim potansiyelini değerlendirerek yaklaşıyoruz. Yazılım altyapımız, saha mühendisliğimiz ve veriye dayalı analizlerimizle sadece bugünün değil, yarının şehirlerine hizmet eden sistemler kuruyoruz. Her otopark aslında bir mikro ulaşım merkezi haline dönüşmeli; biz de bunu hedefliyoruz. Sektörde ilkleri hayata geçiren PARKEXPERT markası olarak tüm takımımız ile bu hedefe kilitlenmiş durumdayız. Özel sektör olarak ilk defa PARKHGS uygulamasının başlatılması, kent geneli otopark yönetimi ile tüm otopark alanlarının bir sistem dahilinde yönetilmesi, parklanma izin belgesi, garaj tapusu ve otopark kira sertifikasının finansal enstrüman haline dönüştürülerek otopark yatırımları için finansman sağlamanın altyapısının kurulması gibi bu alanda öncü olmak tüm yönleriyle vazgeçilmezimizdir.
Geleceğe dair en büyük hayaliniz nedir? Yurt dışına açılmak mı, yeni dikeylerde hizmet vermek mi?
Geleceğe dair en büyük hayaliniz nedir? Yurt dışına açılmak mı, yeni dikeylerde hizmet vermek mi?Hedeflerimiz arasında; otopark yönetimini Türkiye’de bir şehircilik politikası haline getirebilmek var. Bugün hâlâ birçok yerde otopark bir ‘maliyet’ ya da ‘zorunluluk’ olarak görülüyor. Oysa bu konu, kent hayatının kalitesini doğrudan etkileyen stratejik bir başlıktır. Bu vizyonu önce yerel ölçekte yaygınlaştırmak, ardından uluslararası platformlara taşımak istiyoruz. Türkiye’de birçok başarılı projeye imza attık. Ancak elbette vizyonumuz uluslararası. Özellikle gelişmekte olan şehirlerde, bizim gibi entegre düşünen, saha deneyimi yüksek firmalara ihtiyaç var. Yurt dışı açılımı bu nedenle önceliklerimiz arasında. Bununla birlikte, şehir içi lojistik amaçlı drone yönetimi, mikro mobilite alanlarında da yeni hizmet modelleri geliştirme planlarımız var. ParkExpert olarak teknoloji ihracatı yapan bir marka olmak, örnek gösterilen sistemler kurmak bizim için sadece hedef değil, bir sorumluluk.

ParkExpert’i 2030’da nerede görüyorsunuz?
2030’da ParkExpert’i, sadece otopark yöneten değil; akıllı kentlerin hareket altyapılarını kurgulayan lider bir teknoloji firması olarak konumlandırıyoruz. Gelecekte veriye dayalı kararlar, yapay zekâ destekli yönlendirme sistemleri ve sürdürülebilir ulaşım çözümleri çok daha kritik hale gelecek. Daha fazla dijitalleşmiş, yapay zekâ destekli karar mekanizmalarıyla çalışan hem kamu hem özel sektörle stratejik iş birlikleri geliştiren bir yapıya evrileceğiz. Biz bu sürece hazırlıklıyız. Ayrıca hem şehir merkezleri hem de toplu yaşam alanlarında özel sektörle kamu arasında arazi yönetimi tabanlı model ortaklıkları geliştirmeyi ve bu yapıları ihraç edebilecek bir knowhow üretmeyi hedefliyoruz. Bugün attığımız her adımı, 2030 vizyonumuza ulaşmak için bir zemin olarak görüyoruz.