Perakende

Geleceği Şarj Et” Mottosuyla Mcdodo Türkiye, Geleceğe Hazırlanıyor

Mobil aksesuar pazarının kalbi, günümüzde akıllı cihazların hayatımızdaki ağırlığıyla daha da hızlı atıyor. 2018’den beri Türkiye’de faaliyet gösteren Mcdodo, 25 milyon adedi aşkın satış hacmi ve 1 milyar TL’ye yaklaşan cirosuyla bu dinamik arenada öne çıkıyor. Metro İletişim Aksesuarları A.Ş. iş birliğiyle pazara giriş yapan Mcdodo Türkiye; “Mcdodo Future Lab” adlı yapay zeka destekli strateji laboratuvarıyla inovasyona odaklanıyor. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Uçurum ile markanın büyüme stratejilerini, teknolojik vizyonunu ve sektörün dönüşümünü konuştuk.

Franchise ve Dijital Deneyim Noktalarıyla Ülke Genelinde Erişilebilirlik

Mcdodo’nun temel motivasyon nedir? Hedefleriniz nelerdir?

Türkiye’de mobil aksesuar pazarı her yıl %15–20 büyüyor. Biz de fizikselle dijitali harmanlayarak marka deneyimini yaygınlaştırmak istiyoruz. “Pop-Up Dijital Deneyim Noktaları” kurmayı planlıyoruz. Bu noktalar, AVM köşelerinden farklı olarak:

  • QR destekli interaktif kioskları,
  • AR (“Augmented Reality” “Artırılmış Gerçeklik”) destekli ürün deneme alanlarını,
  • Hızlı sipariş ve 24 saatte teslim seçeneğini bir arada sunacak.

Franchise modeliyle 81 ilde de yerel girişimcilerle iş birliği yaparak, 350+ ürün çeşidimizi uç noktaya taşımayı amaçlıyoruz.

Yapay Zeka ile Kişiselleştirilen Müşteri Deneyimi

 “Mcdodo Future Lab” nasıl çalışıyor? Yapay zeka rolünüz nedir?

AR-GE merkezimiz Future Lab’de, müşteri verilerini derin öğrenme algoritmalarıyla analiz ediyoruz. Örneğin:

  • Şarj alışkanlıkları analizi → Daha dayanıklı, hızlı kablolar
  • Ses kullanım kalıpları → Otomatik optimize eden akıllı kulaklıklar
  • Renk ve tasarım tercihleri → Kişiye özel powerbank üretimi

Lab’imizi 7/24 açık bir “trend izleme” merkezi haline getirdik; yeni veriler geldikçe ürün gruplarımızı güncelliyor, prototipleri sahada test ediyoruz.

Omnichannel Strateji: Dijital Deneyim ve Lojistik Mükemmelliği

Müşterilerinize ne gibi yeni nesil yaklaşımlar sunuyorsunuz?

Benimsediğimiz ve peşinden gittiğimiz bir strateji var, “Omnichannel Strateji”,bu şu demek; “bir markanın tüm satış ve iletişim kanallarını (fiziksel mağaza, web sitesi, mobil uygulama, sosyal medya, çağrı merkezi vb.) “tek bir bütün” olarak yönetip, müşteriye her temas noktasında tutarlı, kesintisiz ve kişiselleştirilmiş bir deneyim sunma yaklaşımı.” Daha detaylı anlatmam gerekirse;

Müşterinin web sitesi, mobil uygulama, interaktif kiosk ya da sosyal medya üzerinden ürünleri keşfetmesi, denemesi ve satın alması süreçlerinin sorunsuz ve ilgi çekici olması demektir.

Örneğin, bir kullanıcı internetten incelediği kabloyla ilgili teknik özellikleri telefondaki QR kod aracılığıyla mağazada interaktif olarak görebilir; satın alma öncesi sanal ortamda “deneme” imkanı bulabilir.

Siparişlerin hazırlanmasından paketlenmesine, depolama sistemlerinden son kilometre teslimatına kadar tüm tedarik zinciri süreçlerinde yüksek hız, doğruluk ve şeffaflık sağlamak demektir.

Örnek olarak; “24 saatte teslim garantisi”, canlı kargo takip sistemi ve hızlı geri iade/destek süreçleri, lojistik mükemmelliğin temel taşlarıdır.

Bu ikisini bir araya getirince;

  • Müşteri hem dijital kanallarda hem de fiziksel dokunuş noktalarında aynı kalitede ve tutarlı bir deneyim yaşar,
  • Satın alma kararını hızla verir ve güvenle siparişini tamamlar,
  • Ürün en kısa sürede, sorunsuz teslim edilir.

Böylece, müşteri memnuniyetini ve sadakatini en üst düzeye çıkarmış oluyoruz.

Pandemi sonrası e-ticaret ve fiziksel deneyimi nasıl dengeliyorsunuz?

Pandemi bize dijitalin gücünü gösterdi; siparişlerimizin %80’ini online kanaldan alıyoruz. Ancak “deneyim ekonomisi” de önemini koruyor. Bu yüzden:

  • Pop-Up Deneyim Noktaları ile ürünü hissettiriyoruz.
  • QR’lı Ambalaj sayesinde satın almadan önce özellikleri mobilde test etme imkanı sunuyoruz.
  • Lojistik Ağı: 24 saatte teslim garantisi ve canlı takip uygulamasıyla “bekleme süresini” tamamen şeffaflaştırdık.

Bu yaklaşımla dijital ve fiziksel satışlarımız birbirini besliyor; online kampanyalar deneyim noktalarına ziyaretçi çekiyor, oradaki deneme fırsatı ise sepet büyüklüğünü artırıyor.

Sektörde Artık Bir İhtiyaç: Kişiselleştirme ve Akıllı Entegrasyon

Mobil aksesuarlardan beklentiler nasıl evriliyor?

Artık sadece “şarj eden kablo” değil, yaşam tarzımıza uyum sağlayan aksesuarlar istiyoruz. Öne çıkan trendler:

  • Kişiye Özel Tasarım: Renk, deseni kullanıcı belirliyor.
  • IoT Entegrasyonu: Akıllı priz, Wi-Fi üzerinden enerji tüketimi raporu.
  • Modüler Aksesuarlar: Aynı kasaya takılan farklı işlevli modüller.

Mcdodo Future Lab’de, bu trendleri ürün yol haritalarımıza entegre ediyor, prototipleri mikro üretim hatlarımızda hızla seri teste alıyoruz.

Sürdürülebilirlik: EcoCharge ve Yeşil Dönüşüm Programı

Çevreci üretime nasıl yaklaşıyorsunuz?

Teknoloji kadar, gezegen de bizim önceliğimiz. Bu yıl lanse edeceğimiz EcoCharge serisi, geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen kablolar ve biyobozunur (doğada çözünen) kılıflarla:

  • Karbon ayak izini %40 azaltmayı,
  • Ambalaj atıklarını %60 geri dönüşümlü malzemeyle sınırlandırmayı hedefliyor.

Ayrıca, eski Mcdodo ürünlerini geri alıp indirimli yeni ürün sunan Yeşil Dönüşüm Programımızla, kullanıcıları sürdürülebilir tüketime teşvik etmeyi hedefliyoruz.

Büyüme planlarınız neler?

Çoklu dil destekli akıllı ses sistemleri, evrensel adaptörler ve benzer ürünlerle yeni deneyimlere müşterilerimizi hazırlıyoruz. Future Lab’de geliştirdiğimiz çözümleri, global testlerle yerelleştirip, hedef pazarlarımıza adapte edeceğiz.

 “Mcdodo olarak amacımız, mobil yaşam tarzını sadece desteklemek değil; ona yön vermek.” diyen Mehmet Uçurum, franchise ağı ve Future Lab inovasyonlarıyla “her telefona bir Mcdodo aksesuarı” idealini gerçeğe dönüştürmeyi vadediyor. Önümüzdeki dönemde, dijital deneyim noktaları, AI (Yapay Zeka) destekli kişiselleştirme ve sürdürülebilir akıllı ürünlerle sektöre yeni standartlar getirmeye hazırlanıyorlar.