AVM’lerin sadece alışveriş değil, aynı zamanda sosyalleşme, eğlence ve deneyim odaklı alanlar haline geldiğini belirten Esas Gayrimenkul Kiralama Kıdemli Direktörü Mutlu Sartık, farklı gelir gruplarına hitap eden marka karmalarının toplumsal kapsayıcılığı artırarak ekonomik eşitsizliği azalttığını ve Esas Gayrimenkul olarak, dengeli bir marka stratejisi izlediklerini aktardı.
AVM’ler, farklı gelir gruplarına hitap eden markaları bir araya getirerek ekonomik eşitsizliği azaltıyor. Sizce bu durum, toplumsal kapsayıcılık açısından nasıl bir rol oynuyor ve sizler bu sürece nasıl katkı sağlıyorsunuz?
Tüketici alışkanlıkları dönüşürken AVM’ler de bu değişime ayak uyduruyor. Türkiye’de giderek daha fazla kişi AVM’leri sadece alışveriş için değil, sosyalleşme, eğlence ve deneyim odaklı aktiviteler için tercih ediyor. Bu nedenle, farklı gelir gruplarına hitap eden bir marka karması oluşturmak, toplumsal kapsayıcılığı destekleyen en temel unsurlardan biri haline geliyor. Çünkü bu yapı, farklı sosyoekonomik kesimlerden insanları aynı mekanda buluşturarak sosyal etkileşimi artırıyor ve ekonomik bariyerleri azaltıyor. Bu durum, sadece ekonomik eşitsizliği azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda tüketicilere daha fazla seçenek sunarak alışveriş deneyimlerini çeşitlendiriyor.
Biz Esas Gayrimenkul olarak, varlık yönetimini üstlendiğimiz AVM’lerin marka karmasını oluştururken dengeli ve kapsayıcı bir yaklaşım benimsiyoruz. Farklı fiyat segmentlerindeki markaların bir arada bulunmasını teşvik ediyor, küçük ve yerel işletmelere de yer vererek onların büyük markalarla rekabet etmesine olanak tanıyoruz. Ayrıca, sosyal sorumluluk projeleriyle dezavantajlı grupları AVM ekosistemine dahil etmek için çalışmalar yürütüyoruz.
Lüks segmentten ulaşılabilir fiyatlı markalara kadar geniş bir yelpazede kiracı seçimi yaparak, her bütçeye uygun alışveriş deneyimi sunuyoruz. Böylece, tüketiciler aynı mekanda farklı seçeneklere erişebiliyor. Ücretsiz etkinlik alanları, açık hava dinlenme bölgeleri, sosyalleşme veya sergi alanları gibi sosyal donatılar ekleyerek, AVM’lerin yalnızca alışveriş yapılan yerler değil, herkesin kendine bir alan bulabildiği toplumsal merkezler olmasını sağlıyoruz.
AVM’ler, hem lüks hem de ekonomik segmentteki markaları aynı çatı altında buluşturuyor. Bu dengenin sağlanmasında nasıl bir strateji izliyorsunuz ve bu modelin sürdürülebilirliği için ne gibi adımlar atıyorsunuz?
AVM’lerin başarısında en kritik faktörlerden biri, lüks ve ekonomik segmentleri dengeli bir şekilde konumlandırmak. Bu, yalnızca finansal açıdan değil, ziyaretçi deneyimi açısından da önem taşıyor. Esas Gayrimenkul olarak, AVM’lerde marka çeşitliliğini koruyarak geniş bir tüketici kitlesine hitap etmeyi amaçlıyoruz. Bunu sağlamak için de birçok uygulamamız var.
Her AVM’nin bulunduğu lokasyona özel bir marka dengesi belirliyoruz. Örneğin, büyük şehirlerde lüks markalara daha geniş bir yer ayırabiliyorken, bazı şehirlerdeki AVM’lerde ulaşılabilir markaları öne çıkarıyoruz. Kategori ve mağaza karmamızı belirlemede EsasLabs “Alışverişçi Profili Analizi” araştırmamız yol gösterici oluyor. Moda, teknoloji ve yeme-içme gibi farklı segmentlerde, tüketicilere hem lüks hem de ekonomik seçenekler sunarak onların seçim özgürlüğünü artırıyoruz. Bu model, AVM’lerin uzun vadeli sürdürülebilirliğini sağlarken, markalar için de kapsayıcı bir ticari ekosistem yaratıyor. Bunlara ek olarak, dengeli kira politikaları uyguluyoruz. Küçük işletmelerin de AVM içerisinde var olabilmesi için esnek kira modelleri sunuyoruz. Deneyim odaklı konseptler geliştiriyoruz; sadece alışveriş değil, kültürel etkinlikler ve sosyal alanlarla AVM’leri bir yaşam merkezi haline getiriyoruz. Bu modelin sürdürülebilirliği için dijital dönüşüm ve e-ticaret entegrasyonu sağlıyoruz, sosyal sorumluluk projelerine destek veriyoruz ve sürdürülebilirlik uygulamalarına yatırım yapıyoruz.