Franchise

Kiosktan mağaza zincirine uzanan hikaye 80 şube, 3 ayrı ülke

Kahve sektöründe kaliteli kahveyi ulaşılabilir kılma vizyonuyla yola çıkan Kahve Dükkanı, girişimcilik hikayesiyle ilham veren markalardan biri. Kadın girişimcilerin bu sektördeki yerini güçlendiren ve kadın emeğinin değerini vurgulayan marka, hem istihdamda hem de işletmecilikte kadınları destekleyen politikalarıyla öne çıkıyor. Kahve Dükkanı Genel Müdürü Nazile Paketoğlu Özbay, markanın doğuş hikayesini ve kadın emeğinin sektördeki önemini bizimle paylaştı.

Kahve Dükkanı markasının doğuş hikayesini bizimle paylaşır mısınız? Sizi kahve dünyasında farklı kılan en önemli unsurlar neler? Türkiye’de üçüncü nesil kahve kültürü hızla gelişirken, bu kültüre nasıl katkı sağlıyorsunuz?

Kahve Dükkanı hikayesi 2003 yılında Bursa’da butik bir kafede başladı. Üniversite sonrası tek hayalim kendi kafemi açmaktı. Burada yakaladığımız başarı ve tecrübeyi, o yıllarda çok sayıda ve hızla açılan AVM’lere de taşımak istedik.

‘Uygun fiyat kaliteli kahve’ sloganıyla 9 metrekarelik kiosklar yaptık. Hızlı servis, kolay ulaşılır hizmet ve kaliteli kahve çekirdekleri ile oluşturduğumuz sıcak ve samimi konseptimiz beğenildi ve çok talep gördü. 2010 yılından itibaren 7 yılda 100’ün üzerinde kiosk şube açtık. Kiosklarla başladığımız yolculuğumuza 2014 yılında ilk mağazamızı açarak devam ettik. AVM’lerde açtığımız mağazaları metrekaresi yüksek, ferah ve konforlu sosyal alanlar yarattığımız cadde mağazalarımız takip etti.

Kaliteli kahve çekirdeklerini uygun fiyat politikamızla müşterilerimiz için ulaşılır kıldık. Bizi kahve dünyasında farklı kılan en önemli unsur budur.

Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olan Türk kahvesi geleneğini yaşatma ve yeni nesle sevdirme çabamızın yanı sıra, dünyanın çeşitli yerlerinden ithal ettiğimiz ve her biri çok farklı aromalar sunan kahve çekirdeklerini özgün metotlarla hazırlayarak kahvenin adeta sanata dönüştüğü 3. dalga yeni nesil kahve akımına da katkı sağlıyoruz.

Kahve sektöründe kadın emeği büyük bir değer taşırken, Kahve Dükkanı olarak kadın istihdamına verdiğiniz önem hakkında bize neler söyleyebilirsiniz? Kadın çalışanlarınızın kariyerlerini desteklemek adına hayata geçirdiğiniz özel projeler, eğitim programları veya teşvikler var mı?

2010 yılında aldığımız kioskları franchise işletmeye verme kararı en çok kadın girişimcilerden talep gördü. Yatırım bütçesinin az olması, işin kolay öğrenilebilir olması ve merkez barista eğitmenleri tarafından verilen eğitimlerle desteklenmesi sayesinde iş modelimiz birçok kadın tarafından benimsendi. Ve birçok bayimiz kiosklarla çıktıkları yola şu an yüksek metrekareli mağazalarla yine birçok kadın personele istihdam sağlayarak devam ediyor. Biz markamızın yatırımcılarının kadın olması sayesinde büyüdük ve sevildik. Emekleri çok büyüktür. Kadın eli değen her şey güzelleşir…

Kadın girişimciliğinin giderek daha fazla desteklenen bir alan haline geldiği günümüzde, kahve sektöründe kadın girişimcileri teşvik etmek için neler yapılmalı, siz nasıl bir politikayla hareket ediyorsunuz?

Ülkemizde son yıllarda tüketimi en çok artan içecek kahve oldu. Özellikle pandemi sonrasında kafeler sadece kahve içmek ve sosyalleşmek için gidilen yerler olmaktan çıkıp üretkenliğin de merkezi haline geldi. Daha çok vakit geçirilmeye başlanan kafeler aynı zamanda ofis veya kütüphane amacıyla da kullanılmaya başlandı. Dünya genelinde kahve üretiminin yüzde 70’inde kadınların yer aldığını biliyoruz. Aynı zamanda yapılan araştırmalarda kahve tüketiminde de kadınların önde olduğunu görüyoruz. Kadın emeği kahve dünyasını şekillendiriyor. Biz de Kahve Dükkanı markası olarak daha çok kadın barista yetiştiriyor ve yatırımcı olarak da işletmecilikte daha başarılı olan kadınları tercih ediyoruz.

İş dünyasında kadın olmanın avantajları ve karşılaşılan zorluklar hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu yolda ilerlemek isteyen kadınlara ne gibi tavsiyeler verirsiniz?

Kalıplaşmış sosyal roller yüzünden kadınlar aile ve iş hayatını birlikte yürütmekte zorlanmaktadırlar. Kadına yüklenen eş olma, annelik, ev kadınlığı gibi roller kadınların kendilerini baskı altında hissetmelerine neden olmaktadır. Bu algı sebebiyle kadınlar iş hayatında negatif cinsiyet ayrımcılığına maruz kalabilmektedirler. Oysa kadınların detaylara verdikleri önem, güçlü önsezileri, sorunlara yaklaşımları ve titiz bakış açıları iş hayatı için büyük avantaj olarak görülmeli. Çalışma hayatı kadına üretkenlik, özgüven ve ekonomik özgürlük sağlar. Ben kadınlara öncelikle kendilerine güvenmelerini, eğitim ve gelişmeye açık olmalarını, hedeflerini net olarak belirlemelerini, plan yapmalarını ve çok çalışmalarını tavsiye ediyorum.

Kadın iş hayatının çalışkan, güçlü, yılmayan, güler yüzlü çalışanıdır. Kadın isterse ve inanırsa her şeyi başarandır.