Global markaların prestijiyle yerel deneyimlerin samimiyetini buluşturan Enntepe, alışveriş merkezlerinin geleceğini “denge” kavramı üzerine inşa ediyor. Yatırım değerini artıran bu strateji, hem ziyaretçi sadakati hem de sürdürülebilir ticari başarı için yeni bir model sunuyor.
Global markaların AVM portföyünde yer alması, yatırımın değerini ve prestijini nasıl etkiliyor?
Enntepe AVM Genel Müdürü Salkım AFŞİN DALKILIÇ: Global markaların bir alışveriş merkezinde yer alması, yalnızca marka karmasının zenginleşmesi anlamına gelmiyor; aynı zamanda yatırımın hem ekonomik hem de itibari değerini doğrudan yukarı taşıyor. Enntepe olarak, marka karmamızı oluştururken bu dengeyi özellikle gözetiyoruz. Çünkü global markalar, uluslararası standartları ve güçlü marka algıları sayesinde ziyaretçilerin AVM’ye duyduğu güveni artırıyor, perakende deneyimini daha üst seviyeye taşıyor.
Bu markalar, AVM’nin sadece alışveriş yapılan bir yer olmanın ötesine geçerek “yaşam alanı” kimliğini güçlendirmesine de katkı sağlıyor. Tüketici gözünde global markalar, kalite, trend ve güven unsurlarını temsil ediyor. Dolayısıyla bu markaların Enntepe’de yer alması, ziyaretçilerimizin “burada aradığım her şeyi bulabilirim” düşüncesini pekiştiriyor.
Diğer yandan, global markalar yerli markalar için de bir rekabet ve dönüşüm motivasyonu yaratıyor. Bu durum, AVM genelinde hem konsept hem de hizmet kalitesini yükselten bir sinerji oluşturuyor. Uluslararası markaların varlığı, AVM’nin şehir ölçeğinde bir cazibe merkezihaline gelmesini sağlıyor.
Enntepe olarak, portföyümüzde global markaların yanında güçlü yerli markalara da alan açarak bu dengeyi korumayı önemsiyoruz. Çünkü gerçek prestij, sadece global isimlerle değil; yerli markaların da değerini büyütecek bir ekosistem yaratmakla mümkün. Bizim için esas olan, her markanın Enntepe çatısı altında “birlikte değer üretmesi”.

Bir AVM yatırımında global marka varlığı, yatırım geri dönüş süresine (ROI) nasıl yansıyor?
Enntepe özelinde konuşacak olursak, biz marka karmamızı oluştururken yalnızca “marka bilinirliği” değil, “marka çekim gücü” odaklı bir strateji izliyoruz. Global markaların Enntepe’ye kattığı yüksek ziyaretçi trafiği, diğer mağazaların da satış performansını doğrudan destekliyor. Bu zincir etkisi sayesinde genel ciro hacmi artıyor, kiracılar için sürdürülebilir bir ticari verimlilik ortamı doğuyor. Tüm bunlar da yatırımcı açısından ROI süresinin kısalmasını sağlayan en temel unsurlar arasında yer alıyor.
Ayrıca global markalar, yatırımın uzun vadeli değerini koruma konusunda da güven unsuru oluşturuyor. Piyasa dalgalanmalarında bile bu markalar, sabit bir gelir ve ziyaretçi trafiği sağlayarak projenin finansal istikrarını destekliyor. Bu yönüyle bakıldığında global marka varlığı, yalnızca başlangıçta değil, yatırımın tüm yaşam döngüsü boyunca pozitif bir getiri dinamiği yaratıyor.
Yeni dönemde AVM yatırımlarında “global marka varlığı” hâlâ bir öncelik mi, yoksa “yerel deneyim” kavramı mı öne çıkıyor?
Bugünün perakende dünyasında artık tek yönlü bir öncelikten bahsetmek mümkün değil; global marka varlığı kadar yerel deneyimlerin de değeri giderek artıyor. Geçmişte global markalar, AVM yatırımlarının en güçlü prestij göstergesi olarak kabul edilirdi. Ancak günümüzde tüketici davranışları değişti, ziyaretçiler artık yalnızca alışveriş yapmak değil, zaman geçirmek, deneyim yaşamak ve kendini ifade edebileceği alanlar bulmak istiyor.
Bu noktada “yerel deneyim” kavramı devreye giriyor. Yeme-içme markalarından atölye etkinliklerine, yerel tasarım markalarından kültürel konsept alanlara kadar her detay, AVM’nin kimliğini benzersiz kılan unsurlar haline geldi. Enntepe olarak biz de bu dönüşümü yakından takip ediyor ve marka karmamızı bu denge üzerine kuruyoruz. Portföyümüzde yer alan global markalar ziyaretçiye güven ve kalite algısı sunarken, yerel markalar ve deneyim alanları Enntepe’nin ruhunu, samimiyetini ve yerel bağını güçlendiriyor.
Dolayısıyla artık öncelik, “global veya yerel” seçiminde değil; bu iki gücü doğru şekilde harmanlamada. Bizim için esas hedef, ziyaretçiye hem uluslararası kaliteyi hem de yerel dokuyu aynı çatı altında sunmak. Çünkü bugünün ziyaretçisi sadece ürün değil, hikâye ve aidiyet de satın alıyor.
Enntepe’nin pazarlama vizyonu tam olarak bu noktada şekilleniyor: güçlü global markalarla prestij inşa ederken, yerel deneyimlerle kalıcı bağ kurmak. Böylece hem yatırım değerini sürdürülebilir kılıyor, hem de ziyaretçilerin hafızasında yer eden bir yaşam merkezi kimliği oluşturuyoruz.
Yerli ve global marka karmasını oluştururken, prestij ve ticari dengeyi korumak adına hangi kriterleri önceliklendiriyorsunuz?
Bir alışveriş merkezinin uzun vadeli başarısı, marka karmasındaki dengeyle doğrudan ilişkilidir. Marka karmasını oluştururken ilk kriterimiz hedef kitle uyumu. Enntepe’nin ziyaretçi profili, hem uluslararası markaların sunduğu kalite ve trend beklentisine hem de yerel markaların sunduğu samimiyet ve erişilebilirliğe açık bir kitleyi kapsıyor. Bu nedenle marka seçiminde tüketici beklentilerini ve davranış analizlerini dikkatle değerlendiriyoruz.
İkinci olarak marka çeşitliliği ve deneyim katkısı bizim için çok önemli. Global markalar, alışveriş merkezine belirli bir standardizasyon ve güven duygusu kazandırırken, yerli markalar farklılık, keşif ve yerel dokunuş hissi yaratıyor. Bu iki unsurun dengesi, ziyaretçinin AVM’de geçirdiği sürenin kalitesini doğrudan artırıyor.
Üçüncü önceliğimiz ise ticari verimlilik. Her markanın kira potansiyeli kadar, bulunduğu kategoride yaratacağı sinerjiyi de değerlendiriyoruz. Enntepe’de yer alan markaların birbirini beslemesini, satış hacimlerini desteklemesini ve genel ziyaretçi akışına katkı sunmasını önemsiyoruz.

					
					
					
					
					