Alışveriş merkezleri, Türkiye’de sadece tüketicilerin değil markaların da büyüme hikâyelerinin merkezinde yer alıyor. Özellikle franchise modeliyle büyüyen markalar, AVM’lerdeki varlıkları sayesinde hem görünürlük hem de sürdürülebilir bir müşteri trafiği elde ediyor. Bu tablo, AVM ekonomisinin franchise sistemine sunduğu avantajları ve karşılıklı katkıyı yeniden gündeme taşıyor.
AVM’lerde franchise dükkanların payı
Türkiye’de faaliyet gösteren yaklaşık 65 bin franchise işletmenin %40’ı AVM mağazalarından oluşuyor. Bu oran, özellikle gıda-içecek ve kahve zincirlerinde daha da yükseliyor. Franchise veren markalar için AVM’ler, yüksek kira maliyetine rağmen güvenli trafik, marka algısı ve prestij açısından stratejik bir konum sunuyor.
Marka büyümesinde lokomotif, yatırımcı için güvenli liman
Franchise girişimcileri için AVM mağazası, cadde mağazalarına göre daha öngörülebilir bir yatırım modeli sağlıyor. Güvenlik, otopark, altyapı hizmetleri ve yoğun insan sirkülasyonu gibi unsurlar, yatırımın geri dönüş süresini hızlandırıyor. Franchise zincirlerinin alışveriş merkezlerinde yer alması, sadece markalara değil, AVM yönetimlerine de önemli avantajlar sağlıyor. Öncelikle, bilinirliği yüksek markalar sayesinde alışveriş merkezleri düzenli ve sadık bir müşteri trafiği elde ediyor. Tüketiciler, sevdikleri ve güvendikleri markaların varlığı nedeniyle AVM’leri daha sık ziyaret ediyor; bu da genel ziyaretçi sayısında sürekli bir hareketlilik yaratıyor.
Bunun yanı sıra franchise mağazaların standart operasyon süreçleri, AVM’nin genel düzenini ve hizmet kalitesini olumlu yönde etkiliyor. Eğitimli personel, kurumsal hizmet anlayışı ve markalar arasında sağlanan kalite dengesi, ziyaretçiler için güvenilir bir alışveriş ortamı oluşturuyor. Bu durum, AVM’lerin marka değerini de doğrudan yükseltiyor.
Ayrıca yabancı markaların yanında Türk franchise markalarının da AVM’lerde giderek daha fazla yer alması, Türkiye’nin perakende sektöründe globalleşme yolundaki gücünü ortaya koyuyor. Özellikle yerli markalar, AVM’leri bir tür vitrin olarak kullanarak hem ulusal ölçekte bilinirlik kazanıyor hem de uluslararası pazarlara açılma fırsatı buluyor. Dolayısıyla franchise zincirlerinin AVM ekosistemine dahil olması, yönetimlerin sürdürülebilir kârlılığı açısından stratejik bir kaldıraç işlevi görüyor.
Yeni trend: Hibrit franchise modelleri
Pandemi sonrası dönemde yatırımcıların AVM içindeki franchise tercihlerinde hibrit konseptler öne çıkıyor. Yeme-içme markaları daha küçük metrekarelerde kiosk veya express konseptlerle yer alırken, perakende tarafında dijital deneyim alanları franchise şubelerin değerini artırıyor. Perakende danışmanları, AVM’lerin önümüzdeki dönemde franchise zincirleri için “test merkezi” olacağı görüşünde. Yani yeni konseptler ve ürünler, önce AVM mağazalarında test edilecek, ardından caddeye veya farklı lokasyonlara yayılacak.