Mall Report Blog Makaleler Geçmişten Geleceğe
Makaleler

Geçmişten Geleceğe

Alışveriş merkezleri (AVM’ler), geçmişte alışverişin, sosyalleşmenin ve kültürel etkileşimin merkezi olarak ortaya çıktı. İlk başlarda, sadece ürün satışı ve tüketim odaklı olarak inşa edilen bu yapılar, zaman içinde toplumsal değişimlerin ve ekonomik dinamiklerin etkisiyle dönüşüm geçirdi.

Türkiye’de AVM’ler, 1990’lı yılların başında, ekonomik liberalizasyon süreciyle birlikte büyümeye başladı. İstanbul ve diğer büyük şehirlerde hızla yayılmaya başlayan alışveriş merkezleri, kısa süre içinde insanların alışveriş alışkanlıklarını köklü bir şekilde değiştirdi. AVM’ler, sadece alışveriş yapılan yerler değil, aynı zamanda kültürel etkinliklerin, sinema salonlarının, sosyal alanların ve hatta gastronomi mekânlarının bulunduğu karma merkezler haline gelmeye başladı.

AVM’lerin büyümesi, beraberinde çalışma gücü ihtiyacı da doğurdu. Ancak bu iş gücü, genellikle göz ardı edilen, düşük maaşlar ve güvencesiz çalışma koşullarıyla karşı karşıya kalan ara elemanlardan oluşuyordu. Güvenlik görevlilerinden temizlik personeline, satış danışmanlarından yemek alanlarındaki garsonlara kadar, AVM’lerin temel iş gücü genellikle zor şartlar altında çalışıyordu. Bu durum, AVM’lerin karşılaştığı en büyük sosyal sorunlardan birini oluşturuyor.

AVM’ler, yalnızca tüketicilere değil, çalışanlarına da değer vermelidir. Çalışanların hem maddi hem de manevi açıdan tatmin edilmeleri, hem iş gücü verimliliği hem de kurumsal sadakat açısından kritik bir rol oynamaktadır. Bunun için AVM’ler, ara elemanlarının eğitimine, sosyal haklarına ve kariyer fırsatlarına yatırım yapmalıdır.

AVM’lerin geleceğinde, bu yapılar yalnızca alışverişin değil, aynı zamanda dijitalleşme, toplumsal dönüşüm ve sosyal etkileşimlerin de merkezi haline gelmelidir. Peki, AVM’ler bu değişime nasıl ayak uydurabilir? İşte birkaç çözüm önerisi:

1. Dijitalleşme ve Fiziksel ile Dijital Arasındaki Entegrasyon:

AVM’ler, dijital alışverişle fiziksel alışverişi birleştiren hibrit deneyimler sunmalı. Online alışveriş platformları, sanat ve kültürel etkinlikler ve sanal gerçeklik (VR) gibi yenilikçi teknolojiler, AVM’lerin müşteri deneyimini dönüştürme fırsatı sunmaktadır.

2. Sosyal Etkinlikler ve Kültürel Merkezler:

Kültürel etkinlikler, konserler, sanat sergileri, sinema salonları ve sosyal aktiviteler, alışveriş merkezlerini daha cazip hale getirebilir.

AVM’lerin sürdürülebilirliği için en önemli adımlardan biri, çalışanlarının sosyal haklarını ve çalışma koşullarını iyileştirmektir. Çalışanlara, eğitim fırsatları ve kariyer gelişimi gibi imkânlar sunmak, çalışanların hem kişisel hem de mesleki gelişimlerini destekler.

4. Sürdürülebilirlik ve Çevre Dostu Yatırımlar:

Günümüz tüketicisi, çevreye duyarlı markaları tercih ediyor. Bu bağlamda, AVM’ler, enerji verimli yapılar inşa ederek, atık yönetimi sistemlerini geliştirerek ve doğa dostu projeler ile topluma katkıda bulunarak hem çevresel sorumluluklarını yerine getirebilir hem de marka değerlerini artırabilir.

5. Yeni Nesil Tüketiciyi Anlamak:

Yeni nesil tüketiciler, sadece bir ürün satın almakla kalmaz; alışveriş deneyimini, kişiselleştirilmiş ve özel hale getirmek isterler. AVM’ler, müşteri deneyimini daha dinamik, yenilikçi ve kişiselleştirilmiş hale getirecek çözümler üretmelidir. Bu, sadece fiziksel mağazalarda değil, aynı zamanda sanal platformlarda da geçerli olacaktır.

AVM’ler, kendilerini bu değişimlere adapte ettikleri sürece, sadece hayatta kalmakla kalmayacak, aynı zamanda toplumların değişen ihtiyaçlarına hizmet eden sosyal merkezler haline gelecektir. Bugün, yarının yenilikçi ve sürdürülebilir alışveriş merkezleri için bu adımlar, sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal faydayı da beraberinde getirecektir.

HAKAN ŞAHBAZ – AVM MÜDÜRÜ

Exit mobile version