Franchise

Ziyafe, Türkiye’nin Lezzetlerini Global Arenaya Taşıyor

20 m²’de başlayan yolculuğunu bugün 60 şube ve 4 bin m²’lik üretim tesisiyle sürdüren Ziyafe, Kayseri mutfağını hem Türkiye’de hem de dünyada tanıtmayı hedefliyor. Mantıdan içli köfteye, mezeden vegan ürünlere kadar geniş bir yelpazede üretim yapan marka uluslararası ölçekte büyümeye devam ediyor. Marka kurucusu Salim Yiğit, “Markamızın bilinirliğini dünyaya taşımış durumdayız. Orta Doğu ‘dan ve Almanya’dan çok fazla talep var Kayseri mutfağımızı en güzel şekilde tanıtacağımız noktalarda açmayı planlıyoruz.” diyor.

Marka kurucusu Salim Yiğit

Ziyafe’nin kuruluş hikayesini ve bugün Türkiye genelinde 60 şubeye ulaşan markaya dönüşme sürecinizi bizimle paylaşır mısınız? Bu yolculukta sizi en çok etkileyen dönüm noktaları neler oldu?

Ailemize ait lokantamızda 14 yaşında ustalık yapmaya başladım. Pide, kebap ustalığı derken Türk mutfağı, fast food ve farklı alanların hepsinde kendimi geliştirdim. İlk olarak “Tombiş” markasını kurduk. Yaklaşık 20 şubeye ulaşan “Tombiş” markası devam ederken Türk mutfağındaki açıklığı gördüm. İç Anadolu Bölgesi’nin en güzel mutfağı olan Kayseri mutfağını Türkiye’ye ve dünyaya tanıtmak için Ziyafe markasını kurdum. Çok kısa sürede çok başarılı bir lokanta oldu ve 3 yıl gibi bir sürede 30 şubeye ulaştı. Biz çok çalıştık, işimizi iyi yaptık. Müşterilerimiz de sağ olsunlar bizi bu noktaya taşıdılar.

Önümüzdeki dönemde Ziyafe’nin büyüme ve şubeleşme stratejilerinde hangi pazarlara odaklanmayı planlıyorsunuz? Bu hedefleri destekleyen yatırım ve inovasyon öncelikleriniz nelerdir?

Önümüzdeki dönemde Ziyafe markasını Türkiye’nin en işlek caddelerinde, tabela değeri yüksek olan yerlerde; m2 çok da fark etmeksizin açmayı büyümeyi düşünüyoruz. Franchise için farklı ülkelerden de talepler var. Bunları da değerlendirip bize uyum sağlayacak ortaklarımızla açmayı planlıyoruz. Orta Doğu ‘dan ve Almanya’dan çok fazla talep var. Kayseri mutfağımızı en güzel şekilde tanıtacağımız noktalarda yeni şubelerimizi açmayı planlıyoruz.

Ankara ve İstanbul’daki üretim tesisleriniz, ürün çeşitliliği ve kalite standartlarınız açısından markaya nasıl bir katma değer sağlıyor? Bu altyapıyı Ar-Ge ve inovasyon süreçlerinizle nasıl entegre ediyorsunuz?

Türkiye’de yaklaşık 35- 40.000 noktada Ziyafe markasıyla ürünlerini satıyoruz. Ulusal ve yerel zincir marketlerin reyonlarında fabrikasyon olarak ürettiğimiz mantı, içli köfte ve meze çeşitlerini satıyoruz. Tesisimiz Avrupa standartlarında ve her türlü belgeye haiz yaklaşık 4000 m2 kapalı alanda üretim yapıyor. Ayrıca bazı büyük firmalara da fason üretim yapıyoruz. Şu anda Türkiye’nin en büyük üreticilerinden bir tanesi konumundayız. Ayrıca Avrupa’ya vegan ürünler ihraç ediyoruz. Diğer ülkelere de etli ürünler gönderiyoruz. Markamızın bilinirliğini bu şekilde dünyaya taşımış durumdayız. İnşallah en kısa zamanda da restoran zincirleriyle taşıyacağız.

Gıda güvenliği, kalite ve sürdürülebilir üretim süreçleri Ziyafe için kritik öneme sahip. Bu alanlarda benimsediğiniz standartlar ve geleceğe dönük çevresel veya toplumsal sorumluluk projeleriniz nelerdir?

Türkiye’nin ve dünyanın en büyük firmaları ile çalışıyoruz. Ayrıca dünyanın en büyük firmalarına fason üretim yapıyoruz. Tesisimiz yılda altı defa denetleniyor ve her denetim Avrupa standartlarında oluyor. Sürekli izlenebilir bir tesise sahibiz. Biz kaliteye önem verdiğimiz için, bu firmalar da bizi tercih ediyor. Önümüzdeki dönemde de  20.000 metre² kapalı alanda bir tesis kuracağız. Buradan dünyanın her yerine ihracat yapmayı planlıyoruz. 20 metre²’de başlayan gıda işimizi 20.000 metre²’ye taşıyacağız.