Beysos Döner Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda Mühendisi İbrahim Özgürbüz, franchise bedeli almayan sistemleriyle girişimcilere düşük maliyetli, yüksek kaliteli bir iş modeli sunduklarını vurgulayarak, “Hızla büyüyen bir zincir olarak yerel pazarlarda güçlü bir varlık gösteriyor, sadık bir müşteri kitlesi oluşturuyoruz. Döner sektöründe fark yaratmak isteyen girişimciler için Beysos Döner, güçlü ve kârlı bir iş modelidir.” dedi.
Beysos Döner’in franchise modeli, marka büyümesini nasıl destekliyor? Yatırımcılara sağladığınız en önemli avantajlar nelerdir?
Beysos Döner, franchise sistemiyle istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme hedeflemektedir. Modelimiz; lokasyon seçimi, fizibilite, mimari projelendirme ve konsept yönetimi gibi tüm süreçleri kapsayacak şekilde yatırımcılarımızı uçtan uca desteklemektedir. En büyük avantajlarımızdan biri, franchise bedeli almamamızdır. Bu sayede girişimciler için yüksek maliyet engellerini ortadan kaldırıyor, düşük maliyetle yüksek kaliteli ürünler sunma imkânı sağlıyoruz. Franchise sahiplerine ve çalışanlarına düzenli eğitimler veriyor, işletme yönetimi, müşteri memnuniyeti ve kalite standartlarında uzmanlaşmalarına katkı sunuyoruz. Tüm şubelerimizde aynı kalite ve hizmet anlayışını sürdürerek, markamızın güvenilirliğini koruyoruz. Hızla büyüyen bir zincir olarak yerel pazarlarda güçlü bir varlık gösteriyor, sadık bir müşteri kitlesi oluşturuyoruz. Döner sektöründe fark yaratmak isteyen girişimciler için Beysos Döner, güçlü ve kârlı bir iş modelidir
Franchise hedefleriniz nelerdir ve bu hedeflere ulaşmak için yatırımcılarınızla birlikte nasıl bir başarı planı yürütüyorsunuz?
Beysos Döner olarak hedefimiz, Türkiye genelinde yaygın ve güçlü bir franchise ağı oluşturmaktır. Bu hedefe ulaşmak için doğru planlama, veri analitiği ve yerel pazar dinamiklerine odaklı bir büyüme stratejisi benimsiyoruz. Tüketici eğilimlerini ve rekabet koşullarını analiz ederek doğru lokasyonlarda şube açıyor, franchise sahiplerimizle sürdürülebilir ve güvene dayalı ilişkiler kuruyoruz. Başarıyı birlikte inşa ettiğimiz bu sistemde, yatırımcılarımızı sadece ortak değil, aynı zamanda markanın bir parçası olarak görüyoruz.
