Kral Şakir’in yaratıcısı Varol Yaşaroğlu ve Playpark & Bowlingo Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Keçebir ile bir araya geldiğimiz Haziran sayımızda, Kral Şakir temalı eğlence alanlarının çocuklar ve aileler üzerindeki etkilerini konuştuk. Yaşaroğlu markanın global hedeflerini paylaşırken; Keçebir, bu konseptin AVM’ler ve aileler için sunduğu ayrıcalıklara değindi.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Varol Yaşaroğlu: Küçüklüğümde Pembe Panter’i izlerken hep şunu düşünürdüm: ‘Ben de böyle bir çizgi film yapsam ve hem büyükler hem küçükler izlese.’ İşte bu hayalin peşinden giderek başlayan yolculuğum, bugün Kral Şakir’e kadar uzandı.
Mayıs 2016’dan bu yana Cartoon Network’te yayınlanan Kral Şakir, kanalın Türkiye’de yayınladığı ilk yerli çizgi film oldu. Bugüne kadar dört yüze yakın bölümü yayınlanan dizi, Türkiye’nin en önemli aile ve çocuk markalarından birine dönüştü. Aynı zamanda global ölçekte de büyüyerek MENA Bölgesi’nde 26 ülkede ve Rusya’da devlet kanalında yayınlanıyor. Hatta Rusya’da gördüğü yoğun ilgi sayesinde ikinci sezon onayını da aldı. Ben çocukluğumdan beri çizim yapan biriyim. Ancak eğitim hayatım biraz farklı bir yolda ilerledi: İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirdim, ardından işletme alanında yüksek lisans yaptım. Farklı disiplinlerden beslenmek, kariyerime ve yaratıcılığıma büyük katkı sağladı. Bugün hem çizerim hem de Türkiye’deki animasyon sektörünün bir temsilcisi konumundayım.
Kısacası; çizmekten, hayal kurmaktan ve bu hayalleri gerçeğe dönüştürmekten büyük bir zevk alıyorum.”

Globaldeki yeriniz nedir, Kral Şakir hangi ülkelerde yayınlanıyor?
Varol Yaşaroğlu: Kral Şakir şu anda Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı kapsayan MENA Bölgesi’nde 23 ülkede yayınlanıyor. Bunun yanı sıra Rusya’da da devlet televizyonunda ekrana geliyor. Çok yakında Özbekistan ve Türkmenistan’da da yayına başlayacak. Ancak esas hedefimiz Avrupa ve Amerika pazarları.
Biliyorsunuz, Türk dizileri yurt dışında oldukça ilgi görüyor. Bu yapımları dünyaya pazarlayan güçlü şirketler, şimdi Kral Şakir’i de uluslararası arenada tanıtmak istiyor. Eğer çizgi filmimiz bu pazarlarda da sevilirse, bu yalnızca animasyon sektörü için değil; oyuncak, tekstil, kırtasiye gibi pek çok sektör için de büyük bir hareketlilik yaratacaktır. Bu da Türkiye ekonomisi açısından oldukça önemli bir gelişme olur.
Elbette işin yalnızca ekonomik değil, kültürel bir boyutu da var. Şu anda Kral Şakir karakterleri Türkiye’de birer kültürel ikona dönüşmeye başladı. Eğer bu başarı yurt dışına da taşınırsa, kültürümüzü dünyaya tanıtan evrensel bir karaktere sahip oluruz. Ülkeme bu anlamda da katkı sağlayabilirsem ne mutlu bana.
Dünya çapında kült olmuş çizgi filmler gibi olma hedefiniz var mı, kült olmak ister misiniz?
Varol Yaşaroğlu: Kral Şakir’i dünyaya taşımayı hedefliyorum, çünkü karakter tasarımı ve hikaye anlatımı konusunda dünya standartlarında olduğumuza inanıyorum. Karakterlerimiz hem sevimli hem de kültürel detaylar içeriyor. Örneğin Fil Necati’nin Adana dürüm yemesi, izleyicilerde Türkiye’ye dair bir merak uyandırıyor.
Kral Şakir sadece bir çizgi film değil, aynı zamanda güçlü bir marka. Türkiye’de lisanslı ürünler uzun süre yabancı karakterlerin hakimiyetindeydi, şimdi ise Kral Şakir karakterleri bu alanda ciddi bir başarı yakaladı. Hedefimiz, kültürümüzü evrensele taşıyan global bir marka yaratmak.

Kral Şakir fikri nasıl ortaya çıktı?
Varol Yaşaroğlu: Kral Şakir, aslında 5-6 yaşında kurduğum bir hayalin gerçeğe dönüşmüş hali. İlk bilgisayarımla animasyon yapabileceğimi fark ettim ve o günden sonra bu alana yöneldim. Cartoon Network’ün yerli yapım arayışıyla birlikte projemizi sunduk ve mizah gücümüz sayesinde seçileceğimizi biliyordum. İlk üç bölümü 23 Nisan’da çocuklara sinemada izlettik, aldığımız tepkiler çok güçlüydü. Özellikle özel çocuklardan gelen geri dönüşler, yaptığımız işin ne kadar anlamlı olduğunu bana bir kez daha gösterdi.
Kral Şakir neyi anlatmayı hedefliyor?
Varol Yaşaroğlu: Büyük güç, büyük sorumluluk getirir derler. Bizim de çocuklar ve aileler üzerinde etkimiz büyük. Bu nedenle çizgi filmlerimizde toplumsal cinsiyet eşitliği, iklim değişikliği, nitelikli eğitim gibi konularda bilinçlendirici mesajlar vermeye özen gösteriyoruz. “Afetten Korkma” serimizle 12 milyon çocuğa ulaştık; ekran bağımlılığına dair bölümlerimizle de dengeli medya kullanımı mesajı verdik. En büyük hayalim Kral Şakir’in bir dünya markasına dönüşmesi. Çünkü her şey hayal etmekle başlıyor.
Kral Şakir ile iş birliğiniz nasıl başladı ve bu konseptin sektöre nasıl bir katkısı oldu?
Fatih Keçebir: Play Park olarak 6 farklı ülkede büyük metrekareli aile eğlence merkezleri işletiyoruz. Ancak daha küçük alanlarda çocukların uzun süre vakit geçirebileceği bir konsept arayışındaydık. Bu süreçte Kral Şakir markasıyla tanıştık. İş birliğimiz, çocukların içeride daha uzun süre kalmasını sağladı; iki saatten fazla zaman geçiren çocuklar olduğunu görüyoruz. 50 metrekarede de 200 metrekarede de uygulanabilen esnek yapısıyla fark yaratan bu alanlarda çocuklar interaktif şekilde eğleniyor, aileler ise çocuklarını güvenle bırakıp alışveriş yapabiliyor. Aileye de zaman kazandıran bu yapı AVM’lere değer katıyor.
Ayrıca sistemimiz franchise’a açık ve kadın girişimciliğini destekliyoruz. Tüm işletmeciler kadınlardan oluşuyor, içerideki ürünler kadın kooperatiflerinden temin ediliyor. İlk franchise Batman’da açıldı, ikinci şube İzmit’te devreye giriyor. Diyarbakır ve Tekirdağ sırada. AVM talebine göre ilerliyoruz, yakın bölgelerde çakışma olmamasına özen gösteriyoruz.
