Eğlence

Hedefimiz DigiZoo’yu dünya çapında bir marka haline getirmek

PolyVision Kurucusu Aret Yıldız, DigiZoo’nun sadece Türkiye’de değil, dünya çapında bir marka olma y olunda büyük adımlar attıklarını belirtti. Yıldız, “DigiZoo’yu global pazarlarda tanınan bir marka haline ge tirmek için Avrupa ve Körfez ülkelerinde görüşmeler yapıyoruz. Amacımız, Türk bir teknoloji markasını dünya çapında bir başarıya dönüştürmek.” dedi.

PolyVision’ın kuruluş hikayesini sizlerden dinleyebilir miyiz?

PolyVision’un hikayesi 2005 yılında bir reklam ajansı ile başladı. 2006- 2007 yıllarında, fiyat rekabetine odaklanmak yerine kalite odaklı bir iş yapmaya karar verdik ve bu doğrultuda Danimarka’dan yeni teknolojiler getirerek 2007’de PolyVision’u kurduk. İlk yıl yalnızca kurumsal bir içecek firmasıyla bir proje gerçekleştirebildik. Ardından global bir ilaç firmasının davetiyle medikal sektörüne yöneldik ve gerçekleştirdiğimiz ilk proje ile sektörün en prestijli ödüllerinden birini kazandık. Bu projenin oluşturduğu etki bize kamu ve özel sektörde birçok önemli iş birliğinin kapısını araladı. Ayrıca portföyümüzdeki dijital teknolojilerle sanat dünyasında da kendimize önemli bir yer edindik.

Hayalleri gerçeğe dönüştürme misyonunuzla çıktığınız bu yolculukta, PolyVision’u diğer teknoloji ve görsel sanat şirketlerinden farklı kılan temel özellikler neler?

PolyVision’un 20 yılı aşkın deneyimi ve krizleri iyi yönetme becerisi bize fırsatları da hızlı görme kabiliyeti kazandırdı. Pandemi döneminde, meslektaşlarımız krizi aşma yollarını düşünürken biz çoktan dijital dünyadaki açıkları fark etmiştik. Online fuarların artmasıyla, Türkiye’deki ticaret odalarıyla iş birliği yaparak dijital fuar altyapısı sağladık ve yurt dışı pazar fırsatları sunduk. Deneyim ve tecrübemizin avantajlarını kullanarak, yurt dışı seyahatlerde pazarlama profesyonelleriyle iş birliği yaparak Türkiye’deki dijital projelere yön verdik.

2024 yılında, artırılmış gerçeklik (AR), metaverse ve hologram gibi teknolojilerle, markalar için geleceğin deneyimlerini bugüne taşıma sürecinizi nasıl yönetiyorsunuz?

PolyVision, hologram ve görüntü teknolojilerine odaklanıyor, metaverse ise öncelikli alanımız değil. Hologram, en çok yatırım yaptığımız ve güçlü olduğumuz alan. Son yıllarda yapay zekâ destekli dijital enstalasyonlar üretirken dünyaca ünlü dijital sanatçı ve stüdyolar ile de iş birliği yapıyoruz. Öne çıkan projelerimizden biri, iklim krizi ve sürdürülebilirlik temalı “Doğanın Kodları” dijital enstalasyonu. Sosyal sorumluluk bilinciyle, izleyicinin bir arada deneyimleyebileceği yenilikçi görüntü teknolojilerine odaklanıyoruz.

Teknolojiyi “bir sihir” olarak tanımlayan PolyVision’un bu sihirden ilham alarak, özellikle dijital sanatla yarattığı büyülü deneyimleri okurlarımızla paylaşır mısınız? Bu deneyimlerin izleyici üzerindeki en büyük etkisi ne oldu?

PolyVision, “sihir harekete geçti” sloganıyla, projeksiyon ve görüntü sistemleriyle etkileyici deneyimler sunuyor. Şaşırtma ve görsel şölen yaratmayı hedefliyoruz. Alışılagelmiş standart ekranların ve sınırların dışına taşarak yepyeni deneyimler oluşturuyoruz. Bu sayede dikkat çekici ve unutulmaz görsel şölenler yaşatıyoruz.

DigiZoo fikri nasıl ortaya çıktı?

DigiZoo, kısa ömürlü projeler yerine, insanların uzun süre deneyimleyebileceği ve değer katabilecek alanlar oluşturma hedefiyle ortaya çıktı. Ekibimizle, sosyal sorumluluğu ve çocukları merkeze alan, herkese hitap eden bir proje hayal ettik. Hayvanat bahçesi konseptinden esinlenerek, etkileyici bir deneyim sunmayı amaçladık. Projemize en az bizim kadar inanarak finansman desteği sağlayan yatırımcımız projeyi hızla hayata geçirmemizi sağladı. DigiZoo, sosyal sorumluluk, çocuklarla etkileşim ve kalıcılık unsurlarını birleştiren, bizi hem heyecanlandıran hem de motive eden bir proje oldu.

DigiZoo’nun geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

DigiZoo, 200 m2’lik bir alanda başlayan bir projeydi ve şimdi 1500 m2’ye kadar büyüdü. Hedefimiz DigiZoo’yu sadece Türkiye’de değil, dünya çapında bir marka haline getirmek. Avrupa ve Körfez ülkeleriyle görüşmeler yaparak, markayı global pazarlara sunmayı hedefliyoruz. Gelecekte DigiZoo’yu Disney’e benzer büyük bir markaya dönüştürmek en büyük hayalimiz.

Kurulduğunuz günden bugüne dek teknolojideki hızlı değişimle birlikte PolyVision’ın kendini nasıl dönüştürdüğünü düşünüyorsunuz? Geçmişte cesur bir adım olarak gördüğünüz hangi karar, bugünkü başarınızın temelini oluşturdu?

Vazgeçmemek başarımızın en önemli unsurlarından biri oldu. 20’li yaşların cesaretiyle zorlukları aştık ve başarılı olduktan sonra da durmadık. Teknoloji, içerik ve yazılım gibi alanlara sürekli yatırım yaptık, kendimizi geliştirmeye devam ettik. Yurt dışı fuarlarını ve yeni teknolojileri yakından takip ederek her zaman bir adım önde olmayı hedefledik.

PolyVision olarak, olmayan bir sektörü var ettik. İlk 10 yıl boyunca bu alanda yalnızdık. Kimsenin yatırım yapmaya kolay kolay cesaret edemediği dijital ve teknoloji odaklı projelerle sektörü domine ettik. Bugün bu alanda birçok şirketin faaliyet göstermesi, bizim öncülüğümüzle hayat bulan bir sektörün var olduğunu gösteriyor. Bunun haklı gururunu taşıyoruz.

Sanat ve teknolojiyi buluşturduğunuz projelerde, “sürdürülebilir bir gelecek” vizyonunuzu nasıl hayata geçiriyorsunuz? 2025 yılında sürdürülebilirlik hedeflerinizi destekleyecek hangi yenilikçi teknolojilere odaklanmayı planlıyorsunuz?

PolyVision olarak her projede sürdürülebilirlik ve geleceğimizi koruma odaklı bir yaklaşım benimsiyoruz. 2025 hedefimiz, DigiZoo gibi projeleri çoğaltmak ve yeni konseptler geliştirmek. Örneğin, tamamen dijital eserlerden oluşan, sürdürülebilirliğe dikkat çeken ve ziyaretçilere ilham veren bir dijital deneyim müzesi projemiz var. Bu tür projelerin sayısını artırmayı hedefliyoruz.