32 mağaza ile büyüyen Saat Kulesi’nin gelecekte daha da genişlemeyi hedefl ediğini aktaran Saat Kulesi Kurucusu İsmail Doğanay, zamanı sanata dönüştüren markasının yolculuğunu okurlarımızla paylaştı
Saat Kulesi markasının hikayesini okurlarımızla paylaşır mısınız?
1996 yılında çırak olarak girdiğim optik&saat sektöründe, 2004 yılına geldiğimizde ilk mağazamın açılışını gerçekleştirdim. İstanbul Osmanbey’de açtığım bu mağazada optik ürünleri ve saat satışı gerçekleştiriyordum. O yıllarda Avrupa Birliği uyum süreciyle değişen saat ve optiğin bir arada satılamaması yasası nedeniyle yalnızca saat satışı yapma kararı aldım.
Mağazadaki ürün gamımız yalnızca saat odağında değişince kâr oranlarını artırmak, reklam ve satın alma gücünü geliştirmek üzerine strateji geliştirdim. Bu da beni mağaza sayısını artırmaya yöneltti. Kâr oranının artış sağlaması için zincir bir marka olmak bu işin olmazsa olmazı. Çünkü birçok büyük saat markasının ne kadar çok ürününü satın alırsan o kadar büyük oranda indirim sağlanıyor ve bu büyük bir avantaj. Ben tek bir mağazada çok sayıda ürün satamayacağım için, benim gibi bireysel mağazaları olan ve büyümek isteyenlere ulaşmayı amaç edinerek, ‘’birlikten kuvvet doğar’’ motivasyonuyla yola çıktım. Kurumsallaşma yolculuğumdaki bu adımların ardından yaptığım görüşmeler sonucu yeni isimlerle iş birliği yaptım. Her biri birbirinden farklı isimlere sahip olan geleneksel saatçileri tek bir marka çatısı altında birleştirerek vizyonumuza ve misyonumuza dahil ettim. Saat kulelerinin tarihsel ve sembolik öneminden ilham alarak, Saat Kulesi markasını oluşturdum. Kendi imkanlarımla oluşturduğum Saat Kulesi markasıyla 2007 yılından bu yana sektörde varlığımızı sürdürüyoruz. Halihazırdaki 32 mağazamızla franchising sisteminden ziyade iş ortağı samimiyetiyle ilerliyoruz. Böylelikle iki tarafın da kazandığı bir sistem gelişmiş oldu
Kendi markalarınızı üretme sürecinde hangi önemli projeleri gerçekleştirdiniz?
Saat benim için bir tutku. Mağaza sayımız arttıkça kendi markalarımızın üretimini gerçekleştirdik. Sektöre girdiğim andan bu yana saatin tarihçesini araştırmaya ve tarihindeki önemli isimlerin isim haklarını almaya başladım. 1927 yılında dünyanın ilk kuvars kristali ile çalışan saatini icat eden Warren Marrison isminin patentini aldım ve üretimine başladık. Daha sonra dünyanın ilk taşınabilen saati Pomander’in tescilini alarak bir saat tasarladık. Bu saat, Türkiye’den Kıbrıs’a uzanan bir hikâyeye sahip. Kıbrıs Barış Harekatı’nda Beşparmak Dağları’nda kalan bir tankı hikayemize yansıttık, saatin kordonlarında bu tankın paletlerinden, yelkovan ile akrepte ise top namlusunun ucundan esinlendik. Limited edition olan Pomander markalı bu ürünümüz dünyada yalnızca üç renkten 100’er adet olmak üzere üretildi. Kendi markalarımızın yanı sıra, Hummel markasının Türkiye distribütörlüğünü aldık ve saatlerini biz üretiyoruz.
Milli duygularımızla saate anlam katıyoruz, çünkü saatin artık zamanı öğrenmenin dışında bir misyonu olduğuna inanıyoruz. Biz zamanın durdurulamaz ve asla geri döndürülemez bir olgu olduğunu biliyoruz ve sattığımız her bir saati bu inancımızı müşterilerimize aktaran hatırlatıcılar olarak görüyoruz. Saat Kulesi olarak mottomuz saati sanata çevirmek üzerine, çünkü saat yalnızca akreple yelkovandan ibaret değildir.
AVM’lerdeki mağaza açılışlarının marka bilinirliğinizi artırmadaki rolü nedir, gelecekteki açılış planlarınız hakkında neler söyleyebilirsiniz?
AVM’lerde açtığımız mağazalarımızla birlikte marka bilinirliğimiz artmaya başladı, bu noktada AVM’ler markamıza büyük bir başarı getiriyor. Viaport, Atlaspark, Akyakapark, Metrogarden, Deposite Outlet, Tepe Nautilus, Axis İstanbul ve Axis Kağıthane AVM’de Saat Kulesi mağazalarımız bulunuyor. Piyalepaşa Çarşı ve Vega İstanbul AVM ile sözleşmemizi yaptık. İstanbul’un yanı sıra Ankara, Denizli, Kocaeli, Batman, Van ve Sivas’ta mağazalarımız var. 2025 yılı sonuna kadar da 40 şubeye ulaşmayı hedefl iyoruz.
