Mall Report Blog Makaleler Turizmde Yeni Bir Vizyona İhtiyaç Var
Makaleler

Turizmde Yeni Bir Vizyona İhtiyaç Var

Dünyadan en fazla turist çeken ülke yılda 100 milyonu aşkın ziyaretçiyle Fransa. Onu İtalya ve İspanya takip ediyor. Türkiye her yıl ilk 5’te. Geçtiğimiz yıllarda 50 milyon bariyerini de aştık. Dolayısıyla biz artık turist çekme sorunu yaşamıyoruz. Bizim sorunumuz, gelen turistin harcadığı paranın düşüklüğünde… Yeni bir vizyona ihtiyaç var.

Deneyim Turizmi Nedir?

Son yıllarda deneyim turizmi, insanların gezip görülen bölgelerin tarihine, kültürüne, coğrafyasına dahil olmasına olanak sağlayan yükselen bir trenddir. Bu anlamda dünyada ve Türkiye’de deneyim turizmi için birçok örnek gösterilebilmektedir. Örneğin; Kapadokya’da yer alan toprak atölyeleri ile seramikler yapmak, manda çiftliklerinden süt alıp mutfak atölyelerinde dondurma yapmak, tarım hayatına dahil olmak örnektir. Deneyimsel pazarlamanın uygulandığı sektörlerden biri de turizm sektörüdür. Turizm sektöründe turizm işletmeleri misafirlerine unutulmaz anılar yaşatmak için farklı deneyimler sunarak tüketiciyle duygusal bağ kurmaya çalışmaktadır.

Turizm sektöründe deneyimsel pazarlama konaklama, yiyecek içecek, havayolu işletmeleri gibi işletmelerde sıklıkla kullanılmaktadır. Rekabetin yoğun olduğu turizm sektöründe, benzer hizmet ve destinasyonlar arasında öne çıkmak için farklılaşmak büyük önem taşımaktadır. Deneyimsel pazarlama ile turistlere benzersiz ve unutulmaz anlar sunarak turistik ürünün çekiciliğini artırmaktadır. Böylece turistlerin sadakatini kazanarak diğer işletmeler bazında rekabet avantajı yaratmaktadır.

Turist artık deneyim arıyor. Dünya değişiyor, insan değişiyor, turizm de bu değişime ayak uydurmak zorunda. Mastercard Travel Trends Report’un 2025 verileri gösteriyor ki, dünyada en çok para harcayan ve bizim de en kolay ulaşacağımız kesim olan Avrupalı turistler artık geleneksel şehir turları yerine wellness, doğa, gastronomi ve kültürel keşif odaklı, “katma değeri yüksek” hizmetleri tercih ediyor. Wellness turizminde Avrupa’da atağa geçen iki ülke var: İtalya ve Polonya.

İskandinav ülkelerinde milli parklar ve doğa turizmi, ziyaretçi harcamalarında önemli paya sahip. Deneyim ve wellness alanlarına yönelik artan ilgi, bu eğilim Türkiye için de önemli bir fırsat alanı sunuyor. Turizmde rekabet gücünü artırmak isteyen ülkeler artık sadece daha fazla turist çekmek değil, daha uzun süre kalan, kültür, spor ve doğa odaklı deneyimlere para harcayan ziyaretçileri çekmeyi hedefliyor. Veriler gösteriyor ki Avrupalıların %70’i artık “hayatta yapilacaklar listesi” deneyimlerini gerçeklestirmek için seyahat ediyor. 

Türkiye, tarihi ve doğal zenginliğinin yanında, wellness, gastronomi ve kültürel deneyimlere odaklanan yeni bir turizm vizyonu ile hem katma değeri artırabilir hem de turizmi sürdürülebilir bir kalkınma motoruna dönüştürebilir. Türkiye coğrafyasına yaslanarak turist çekebiliyor ama “Gelen turist ne bulursa harcar” anlayışından çıkıp; Gastronomi, wellness, kültür ve doğa odaklı deneyimler tasarlayacak, markalayacak bir ekosistem kurmadan bu pasta büyümez.

Sosyal medyada seyahatlerini paylaşarak daha fazla bireyin farklı kültürleri tanımalarına, uzak rotalara seyahat etmelerini teşvik ederek deneyim kazanmalarına

katkı sağlayan gezginleri keyifle takip ediyoruz. Ülkemizin tarihi ve turistik lokasyonlarını, doğasını, hediyelik eşyaları, deneyim kazanarak vakit geçireceği aktiviteleri, gastronomiyi vs. tanıtmak için önemli kanallardır. 

İnanıyorum ki, ülkemizin gençleri, aklı ve yaratıcılığıyla Turizmde yeni bir yolu er ya da geç açacak; Coğrafyasına yaslanmakla yetinmeyip aklıyla ve yaratıcılığıyla  bu topraklardan tüm dünyaya yeni bir ilham verecektir.

Exit mobile version