Mall Report Blog Kapak Eğlence Sektöründeki Dönüşümün Öncüsüyüz
Kapak

Eğlence Sektöründeki Dönüşümün Öncüsüyüz

Aile şirketi Ahtapot Eğlence Merkezi, 2005’ten bu yana Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde çocukların güvenle ve keyifle vakit geçirebileceği oyun alanları yaratıyor. Dolphin Station ve Magic Kılıf gibi yenilikçi projeleriyle sektörde fark yaratarak, eğlenceyi öğrenme ve mutlulukla birleştiriyor.

Ahtapot Eğlence Merkezi’nin kuruluş hikâyesini ve vizyonunu bizimle paylaşır mısınız?

Ahtapot Eğlence Merkezi, 2005 yılında şişme oyun alanlarıyla sektöre giriş yaptı. O dönemde çocuklara yönelik eğlence alanlarının oldukça sınırlı olduğu bir zamanda, biz bu eksikliği fark ederek küçük çocuklara güvenli ve keyifli bir oyun ortamı sunmak amacıyla yola çıktık. Kurulduğumuz günden bu yana vizyonumuz hep aynı: elimizdeki işi sürekli geliştirip büyüterek ülkemizin çocuk eğlence standartlarını daha ileriye taşımak.

Bugün 20 yılı aşkın süredir Türkiye’nin birçok şehrindeki AVM’lerde, çocuk oyun alanları, kum havuzları, lunapark makineleri, otomatlar ve çocuk aktivasyon alanlarıyla hem franchise hem de kendi işletmelerimiz olarak faaliyet gösteriyoruz.

Bizim için bu süreç sadece ticari bir yolculuk değil, aynı zamanda çocukların hayal dünyasına dokunan, onların güvenle eğlenebildiği bir ortam yaratma misyonudur. Bu misyonu geleceğe taşımak en büyük hedefimiz.

Sunduğunuz hizmetler arasında sizi sektörde öne çıkaran özellikler nelerdir?

Ahtapot Eğlence Merkezi olarak farkımızı sadece sunduğumuz hizmetlerle değil, bu hizmetleri sunma şeklimizle ortaya koyuyoruz. Çocuk oyun alanlarımızdan tematik etkinliklerimize kadar her işimizde müşterilerimizin beklentilerine titizlikle yaklaşırız.

Ailelerin, çocuklarının bizim alanlarımızda güvenle ve huzurla vakit geçirmelerini sağlamak en öncelikli hedefimizdir. Bunun için temizlik kurallarımızdan güvenlik önlemlerimize kadar tüm standartlarımızı yılın 365 günü eksiksiz uyguluyoruz. Personel eğitimine büyük önem veriyor, sürekli denetim ve yenileme süreçleriyle hizmet kalitemizi diri tutuyoruz. Kısacası, biz para odaklı değil; mutluluk, güven ve memnuniyet odaklı bir marka olduğumuz için sektörde fark yaratıyoruz.

Dolphin Station fikri nasıl doğdu? Çocukların bu etkinliğe yaklaşımı nasıl?

Dolphin Station, çocuklara suyla etkileşim kurabilecekleri, doğayla bağ kurarken aynı zamanda öğrenebilecekleri özel bir konsept olarak doğdu. Ördek şeklindeki kanoların yüzdüğü su dünyası temalı bu oyun alanı, sektördeki sıradanlaşmış hizmetlerin ötesine geçme isteğimizin bir ürünü.

Piyasada uzun süredir aynı oyun konseptlerinin tekrarlandığını, çocukların ve ailelerin artık “yenilik” aradığını fark ettik. Bu noktada hem eğitici, hem terapi niteliğinde, hem de huzur verici bir deneyim yaratma düşüncesiyle 3 yıl süren bir AR-GE çalışması yürüttük. Sonuçta ortaya, çocuklar ve aileler tarafından büyük ilgi gören bu eşsiz konsept çıktı.

Projenin bir diğer özel yanı da “biberonla Koi balığı besleme terapisi” oldu. İnsanlık tarihinden bu yana su canlılarıyla temasın insana huzur verdiği bilinir. Uzak Doğu efsanelerine konu olan, başarı ve azmin sembolü Koi balıklarını bu terapiye dahil ederek sadece eğlenceli değil, anlamlı bir deneyim yarattık. AVM ortamına uygun şekilde kompakt ama doğayla bağ kurma fırsatı sunan bu proje, ailelerin şehir gürültüsünden kısa bir süreliğine uzaklaşabileceği özel bir “terapi istasyonu” olarak tasarlandı.

Şuanda AVM’ler içinde konumlanan Magıc kılıf otomatı projenizden de bahsedebilir misiniz?

Magic Kılıf projesi, teknolojiyi kişiselleştirmenin en pratik yollarından biri. Bu cihaz, müşterinin seçtiği telefon modeline dilediği görseli sadece 3 dakika içinde UV baskı teknolojisiyle basabiliyor.
Yani kullanıcı kendi kılıfını kendi tarzıyla anında tasarlayabiliyor. Bu da alışveriş merkezlerinde büyük bir ilgi uyandırıyor; çünkü hem hızlı, hem yenilikçi, hem de keyifli bir deneyim sunuyor.

Üstelik baskı kalitesi profesyonel seviyede olduğu için, sadece gençler değil her yaş grubundan kullanıcı bu cihazları merakla deniyor.
Şu anda birçok AVM’de aktif olarak yer alıyoruz ve kısa süre içinde Türkiye’nin pek çok noktasında Magic Kılıf istasyonlarını görebileceksiniz. İlerleyen dönemde cihazın farklı kişisel ürünlere de baskı yapabilen versiyonlarını planlıyoruz.

Türkiye’de eğlence sektöründe son yıllarda nasıl bir dönüşüm yaşanıyor, siz bu değişime nasıl uyum sağlıyorsunuz?

Son yıllarda sektör oldukça dinamik bir hale geldi. Artan AVM sayısı ve oyun alanlarının çeşitlenmesiyle birlikte rekabet de ciddi anlamda yükseldi.
Eskiden sadece eğlendirmek yeterliyken, artık aileler çocuklarının aynı zamanda bir şeyler öğrenmesini, gelişimini destekleyecek etkinlikler içinde olmasını istiyor.
Biz de bu değişime uyum sağlamak için sadece oyun değil; öğretici, geliştirici ve duygusal bağ kurduran projeler üretmeye yöneldik.

Soft play oyun alanlarında dünyayla kıyaslandığında hangi noktadayız? Ne tür yenilikler var?

Türkiye olarak soft play oyun alanlarında bölgesel anlamda oldukça güçlü bir konumdayız. Özellikle ihracat rakamlarına baktığımızda, bölgemizde lider, dünyada ise ilk 5’te yer aldığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu alandaki yenilikler artık sadece ürün değil, konsept bazında gerçekleşiyor. Artık oyun alanları sadece eğlence değil; çocukların motor becerilerini, sosyal gelişimini ve özgüvenini destekleyen yapılar haline geldi.

Biz Ahtapot Eğlence Merkezi olarak, bu dönüşümün öncülerinden biri olmayı hedefliyoruz. Sürekli yeni materyaller, temalar ve konseptler geliştiriyor, oyun alanlarını sadece eğlenceli değil, aynı zamanda öğretici ve terapi niteliği taşıyan alanlara dönüştürüyoruz. Örneğin, Dolphin Station gibi projelerimiz, çocukların doğa ve canlılarla etkileşim kurmasını sağlarken, ailelerin de huzurlu bir deneyim yaşamalarına imkân tanıyor.

Hedefimiz, “oyun” kavramını çocuk gelişimiyle daha organik bir şekilde birleştirmek. Gelecek dönemde ise sektördeki yenilikleri yalnızca ürün bazında değil, deneyim, konsept ve teknoloji entegrasyonu açısından da geliştirmeye devam edeceğiz. Amacımız, çocuklar ve aileler için her ziyaretin unutulmaz, güvenli ve öğretici bir deneyim olması.

Pandemi sonrası müşteri alışkanlıklarında ve beklentilerinde ne gibi değişimler gözlemlediniz?

Pandemi sonrası en belirgin değişim, hijyen konusundaki hassasiyet oldu. Aileler artık oyun alanlarını seçerken ilk olarak temizlik, güvenlik ve sosyal mesafe unsurlarına dikkat ediyor.

Biz de bu dönemde tüm işletmelerimizde temizlik ve dezenfeksiyon standartlarını yeniden yapılandırdık. Günlük temizlik rutinlerini artırdık, oyuncak ve ekipmanların düzenli sterilizasyonunu zorunlu hale getirdik.

Ekonomik koşulların değişmesiyle birlikte müşterilerin beklentileri de daha bilinçli hale geldi. Aileler artık yalnızca “oyun” değil, “öğretici, kaliteli ve hakkını veren bir deneyim” arıyor. Bu nedenle biz de her konseptimizde çocukların gelişimine katkı sağlayacak eğitici öğelere yer vermeye, ailelerin harcadıkları her dakikanın ve her kuruşun karşılığını alabilecekleri bir hizmet sunmaya odaklandık.

Önümüzdeki döneme dair yeni hedefleriniz ve büyüme planlarınız neler?

Yakın gelecekte Türkiye’de ve hatta dünyada ilk olacak konseptleri devreye almayı planlıyoruz. Amacımız, her yaştan çocuğa farklı deneyimler sunan yenilikçi projelerle eğlence sektöründe öncü olmaya devam etmek. Ayrıca iç mekanlarda kullanıma uygun, taşınabilir konseptler üzerine çalışıyoruz. Bu sayede AVM’lerin yanı sıra oteller, tatil köyleri ve havaalanları gibi yeni alanlara da açılmayı hedefliyoruz.
Hem dijital hem fiziksel olarak eğlenceyi çocukların ayağına getiren hibrit sistemler geliştirme aşamasındayız.

Sosyal sorumluluk ya da topluma katkı anlamında yürüttüğünüz veya planladığınız projeler var mı?

Evet, sosyal sorumluluk bizim için her zaman işimizin bir parçası oldu.
Bugüne kadar savaş mağduru çocuklara, özel gereksinimli bireylere ve dezavantajlı bölgedeki ailelere yönelik birçok proje yürüttük. Bu çocuklara eğlenceli anlar yaşatmak, onları topluma kazandırmak ve umut vermek bizim için büyük bir mutluluk kaynağı. Önümüzdeki dönemde de özellikle eğitimle eğlenceyi birleştiren sosyal projelere ağırlık vereceğiz. Bizim için asıl başarı, sadece ticari büyüme değil; çocukların yüzündeki gülümsemeyi çoğaltmak.

Exit mobile version