Orta Doğu’dan Avrupa’ya geniş bir coğrafyada hızla büyüyen Türk franchise markaları, lezzet, hizmet kalitesi ve konsept gücüyle öne çıkıyor. UFRAD, global fuarlar, stratejik iş birlikleri ve “Küresel Franchise Stratejileri” eğitim programıyla markaların yalnızca yurt dışına açılmasını değil, kalıcı başarı elde etmesini hedefliyor.
Türk franchise markalarının yurtdışı açılımlarında en çok ilgi gören pazarlar hangileri ve bu pazarlarda karşılaşılan temel zorluklar neler?
UFRAD Genel Başkanı: PROF.DR MUSTAFA AYDIN: Son yıllarda Türk franchise markalarına en yoğun ilgiyi; Orta Doğu, Kuzey Afrika, Balkanlar, Orta Asya ve Türk Cumhuriyetleri gibi kültürel olarak yakın coğrafyalar gösteriyor. Bunun yanı sıra Avrupa’da özellikle Almanya, Hollanda ve İngiltere, diasporamızın güçlü olduğu ülkeler olarak dikkat çekiyor.
Bu pazarlarda Türk markaları; lezzet, misafirperverlik, hizmet kalitesi ve fiyat-performans dengesi açısından ciddi bir rekabet avantajına sahip. Ancak her pazarda bazı yapısal zorluklarla da karşılaşıyoruz.
En temel sorunlar arasında; yerel regülasyon farklılıkları, uygun franchisee bulma süreçleri, lojistik maliyetler, döviz dalgalanmaları ve bazı ülkelerdeki marka tescil süreçlerinin yavaşlığı yer alıyor.
Yine de Türk girişimcilerinin esnek yönetim anlayışı ve markalarımızın güçlü konsept yapısı, bu engelleri aşmada önemli bir avantaj sağlıyor.
2. Önümüzdeki dönemde UFRAD olarak, franchise markalarının uluslararası büyüme stratejilerini desteklemek için ne tür yeni programlar veya iş birlikleri planlıyorsunuz?
UFRAD olarak önümüzdeki dönemde temel hedefimiz, Türk markalarının yalnızca yurt dışına açılmalarını değil, küresel pazarlarda kalıcı ve sürdürülebilir başarılar elde etmelerini sağlamaktır. Bu amaçla, markalarımızın uluslararası arenada daha görünür, daha güçlü ve daha rekabetçi hale gelmeleri için kapsamlı bir yol haritası oluşturduk.
Bu kapsamda;
- Uluslararası Franchise Fuarları ve B2B eşleştirme programlarını farklı ülkelerde düzenleyerek markalarımızı yabancı yatırımcılarla buluşturacağız,
- Global franchise dernekleri ve yatırım ağlarıyla stratejik iş birlikleri kurarak Türk markalarının dünyadaki konumunu güçlendireceğiz,
- UFRAD Akademi çatısı altında “Küresel Franchise Stratejileri” temalı yeni bir eğitim ve mentorluk programı başlatacağız,
- Ve elbette Ticaret Bakanlığımız ve Hizmet İhracatçıları Birliği (HİB) ile iş birliği içerisinde, yurt dışına açılmak isteyen markalarımıza özel danışmanlık desteği sağlayacağız.
Amacımız sadece markalarımızı yurt dışına taşımak değil; aynı zamanda onları o pazarlarda sürdürülebilir başarıya ulaştıracak sistematik bir altyapı kurmak.
3. Franchise markalarının yurtdışında şubeleşme stratejilerini belirlerken en çok hangi kriterleri (pazar büyüklüğü, kültürel uyum, lojistik, yerel ortaklıklar vb.) öncelikli olarak dikkate alıyorlar?
Yurtdışında büyüme kararı alan markalar, genellikle birden fazla değişkeni aynı anda değerlendiriyor. İlk sırada elbette pazar büyüklüğü ve tüketici potansiyeli geliyor. Ancak günümüzde sadece büyük bir pazar olmak yeterli değil; o pazarın marka konseptiyle kültürel uyumu ve yerel tüketici alışkanlıklarına yakınlığı da çok belirleyici.
Ayrıca yerel ortaklık yapısı, franchise modelinin başarısında en kritik faktörlerden biridir. Güvenilir, pazarı tanıyan, finansal olarak güçlü bir yerel partner, sürecin hem hızını hem de verimliliğini artırır. Bunun yanı sıra lojistik erişim kolaylığı, tedarik zinciri sürekliliği ve yasal altyapının franchise sistemine uygunluğu da önemli kriterler arasında.
UFRAD olarak biz her zaman şunu söylüyoruz: “Yurtdışına çıkmak bir hedef değil, bir süreçtir. Doğru analizle, doğru partnerle ve doğru konseptle çıkıldığında, sürdürülebilir büyüme kaçınılmaz olur.”
