Tekstil, hazır giyim ve iç giyim sektörlerinde tüketicilerin harcama önceliklerini temel ihtiyaçlara yönlendirdiğini ifade eden ENS Danışmanlık Genel Müdürü Emre Şen, kira sözleşmeleri konusundaki tartışmalara da değindi.
AVM’lere yönelik ziyaretçi sayılarında ve mağazaların cirolarında beklenen artış son dönemde maalesef gözlemlenmedi. Bu konu hakkında görüşlerinizi paylaşabilir misiniz?
Yılın en yoğun ayları Aralık ve Ocak döneminde beklenen ciro artışları maalesef gerçekleşmedi. Özellikle hazır giyim, tekstil, iç giyim alanlarında kayda değer bir büyüme yaşamadık. Bu durum, tüketicilerin harcama önceliklerini temel ihtiyaçlara yönlendirdiğini ve mevcut ürünlerini daha uzun süre kullanarak yenileme süreçlerini ertelediklerini gösteriyor. Piyasanın bu eğilimi öngörmesiyle perakende sektöründe erken indirim kampanyalarına gidildi, ancak bunun cirolara etkisi olsa da sınırlı kaldı. İndirimlerin uzaması ve oranlarının artmasına rağmen, insanların ellerindeki paranın enflasyon nedeniyle değer kaybetmesi, istenilen performansın yakalanmasını engelledi.
Gıda sektörüne yönelik yoğun bir talep söz konusu olup, kafe ve restoranların doluluk oranlarının yüksek olduğu görülmekte. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnsanlar kendilerini mutlu ve huzurlu hissetmek istiyor. Bu sebeple doğal olarak ulaşılabilir tüketime yöneliyorlar. Tekstil tüketimi özelinde hedeflenen düzeyde harcama yapamayan tüketiciler, yemeiçme sektörüne daha fazla yöneliyor. Bu durum, gıda, kafe, restoran ve hızlı tüketim sektörlerinde ciddi bir ivmelenmeye yol açtı.
Son dönemde kira sözleşmeleriyle ilgili tartışmalar sıkça gündeme geliyor. Bu konuda görüşlerinizi alabilir miyiz?
Mevcut enflasyon oranlarını incelediğimizde, geçmiş dönemdeki kira bedellerinin bugüne uyarlanmış haliyle bile sabit kira bedellerinin oldukça düşük kaldığını gözlemliyoruz. Bu durum, AVM’lerde ciro/kira oranlarının artmasına neden olup, sabit kira bedellerinin düşük kalması şeklinde çok net bir şekilde göze çarpıyor. Kanunlarla belirlenen artış oranları sabit kiralara uygulandığında, yatırımcılar için istenen düzeyde bir tatmin sağlamıyor. Özellikle, her 5 yılı tamamlanan kira kontratının yeniden kira rakamının belirlenmesi süreci piyasada büyük dalgalanmalara yol açıyor. Bazı sektörlerde ciddi kira artışları görülüyor. Bu noktada, sabit kira bedellerinin düşük olduğu gerçeğini hem perakendeciler hem de AVM yatırımcıları kabul ediyor. Ciro paylarını ve sabit rakamı aynı potada eritip birbirimize yaklaşarak çözüm bulduğumuz çok net ortada. Elbette, uzlaşma sağlanamazsa hukuki yollar her iki taraf için de açık. Ancak davaların 2 ila 3 yıl sürmesi ve hızlı sonuç alınamaması nedeniyle, çoğunlukla yatırımcılar lehine sonuçlanıyor olsa da yatırımcıları tatmin etmiyor. Buna rağmen, günümüz ekonomik koşullarına uyarladığımızda kira bedellerinin hala piyasa ortalamasının altında kaldığını görüyoruz. Kiracıları mağdur etmeden ve yatırımcıların haklarını gözeterek, ciro oranları çerçevesinde her iki tarafın da memnun olacağı ortak bir noktada buluşmamız gerekiyor.
2025 yılının ilk üç ayı ışığında, yılın geri kalanına ilişkin beklentileriniz nelerdir?
Ekim ayında yıllık ciro artışının yılına dair plan yaparken Kasım ve Aralık aylarında ciroların çok yüksek olmayacağını öngördük, enflasyon oranının altında kalacağını da biliyorduk.
Bu durum, Ocak ve Şubat aylarının geçiş dönemi olması ve özellikle hava koşullarının beklenenden daha ılıman seyretmesi nedeniyle tekstil sektöründeki kiracılarımızın elinde satılamayan sezon ürünlerinin kalmasıyla 2025’in ilk iki ayında da devam etti. Sezon ürünlerine yapılan indirimlerin Mart ayında bir nebze toparlanma sağlayacağını öngörüyoruz. Ancak Ramazan ayının Mart ayına denk gelmesi sebebiyle, geçmiş yıllarda da gözlemlediğimiz gibi, ayın ilk iki haftasında ciddi ciro kayıpları yaşanması, üçüncü hafta ve bayram öncesinde ise ciroların kademeli olarak toparlanması muhtemel görünüyor.
Bu yıl ikinci çeyrekte, ciroların geçen yıla göre yıllık enflasyon oranından düşük bir artış oranıyla seyredeceğini ve bu verinin yaz boyunca devam edeceğini öngörüyoruz. Eylül ayına kadar tüketimde hızlı bir artış beklemiyoruz. Perakendecilerle yaptığımız görüşmeler de bu tabloyu doğruluyor. Hedefimiz, Eylül ayındaki “Back to School” dönemiyle birlikte perakende sektörünün hareketlenmesi ve yılı son çeyrekte toparlanmış, verimli bir şekilde tamamlamak.