Okul dönüşü sezonuna girdiğimiz bugünlerde Türkiye’deki markalar, genç tüketicilere ulaşmak ve ekonomik belirsizliklere rağmen başarıya ulaşmak için stratejilerini yeniden şekillendiriyor.
Bu yıl, küresel ekonomik dalgalanmalar ve artan yaşam maliyetleri nedeniyle ailelerin harcamalarında düşüş öngörülüyor. Deloitte araştırmasına göre, ebeveynler bu yıl okul alışverişine daha az harcamayı planlıyor, özellikle düşük ve orta gelirli ailelerde belirgin bir düşüş yaşanması bekleniyor. Deloitte ayrıca, ebeveynlerin %61’inin çocuklarının kendilerini daha fazla harcamaya teşvik ettiğini kabul ettiğini ortaya koyuyor; bu da genç neslin karar alma sürecindeki artan etkisini açıkça gösteriyor. Ancak bu durum, markalar için umutsuz bir tablo çizmiyor. Aksine, genç neslin tüketici davranışları üzerindeki artan etkisi, doğru stratejilerle önemli fırsatlar sunuyor.
RTB House Türkiye Ülke Müdürü Can Tunçer, konuyla ilgili şu değerlendirmede bulunuyor: “Okul dönüşü dönemi, özellikle genç tüketiciler üzerinde odaklanılması gereken kritik bir dönem. Bu dönemde markaların başarı elde edebilmesi için hedef kitlelerini doğru anlamak ve etkili iletişim stratejileri oluşturmak büyük önem taşıyor. Derin Öğrenme ile desteklenmiş yeniden hedefl eme teknolojileri bu noktada markalara büyük avantajlar sağlayabilir. Bu teknolojiler sayesinde tüketicilerin davranışları, ilgi alanları ve satın alma eğilimleri detaylı bir şekilde analiz edilebilir.”
Peki, markalar bu yeni dönemde nasıl öne çıkabilir?
Bütçe Dostu Seçenekler: Ekonomik zorluklara dikkat çeken ve uygun fiyatlı ürün/paketler sunan kampanyalar, ailelerin dikkatini çekecektir. Örneğin, öğrenciler için özel indirimler veya çoklu alımlarda indirimler sunulabilir.
Dijital Kanallara Odaklanma ve Sosyal Medya Etkisi: Genç neslin dijital dünyada daha aktif olduğunu ve alışveriş kararlarını etkilemede sosyal medyanın önemli bir rol oynadığı unutulmamalı. Deloitte, alışveriş yapanların %33’ünün bu yıl okul alışverişi için sosyal medyayı kullanmayı planladığını ve %12’sinin sosyal medya aracılığıyla alışveriş yapmayı düşündüğünü ortaya koyuyor. Bu nedenle, markaların sosyal medya reklamları, infl uencer iş birlikleri ve yeniden hedefl eme gibi dijital pazarlama stratejilerine yatırım yapması gerekiyor.
Kişiselleştirilmiş Deneyimler: Derin Öğrenme ve yapay zeka destekli teknolojiler, gençlere ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmiş ürün önerileri ve reklamlar sunma imkanı tanıyor. Bu sayede, markalar gençlerle daha anlamlı bağlantılar kurabilir ve satın alma olasılıklarını artırabilir.
Okul dönüşü 2024, zorluklarla dolu bir dönem gibi görünse de, genç nesli anlayan ve onlarla etkileşim kuran markalar için önemli fırsatlar sunuyor. Doğru stratejilerle hareket eden markalar, bu dönemde de başarıya ulaşabilir.