Yurt dışı yatırımlarında en önemli konu şüphesiz hangi ülkede yatırım yapılacağıdır. Bu nokta, iki açıdan önem arz eder. Birincisi, o ülke ile Türkiye arasındaki uluslararası anlaşmaları bilmek gerekir. İkincisi, o ülkenin hukukunu bilen bir hukukçu ve mali sistemini bilen bir muhasebecinin danışmanlığı gerekir.
Hukuk konusunda yaygın bir yanılgı vardır: Bir ülkenin dilini bilen hukukçuların o ülkenin hukukunu da bildiği zannedilir. Oysa, bir ülkenin dilini bilmek, o ülkenin hukukunu bilmek anlamına gelmez. Her ülkenin birbirinden farklı hukuk sistemleri vardır. Hatta bazı ülkelerde farklı eyaletlerin hukuk sistemleri bile birbirinden oldukça farklıdır. Bu nedenle, Türkiye’deki bir hukukçunun yeterli olacağını düşünmek büyük bir saflık olur. Bununla birlikte, Türkiye’deki hukukçular, yatırım yapılacak ülkedeki hukukçudan daha verimli ve kaliteli bir hizmet alınmasını sağlayabilir.
Yatırım yapılacak ülkenin CISG, CMR gibi uluslararası yaygın kabul görmüş anlaşmalara taraf olup olmadığının özellikle tespit edilmesi gerekir. Çünkü bu tarz anlaşmalar çok sayıda ülke tarafından kabul edildiği için birçok ülkede bu anlaşmaların uygulanmasına dair içtihatlar ve teamüller oluşmuştur. Yurt dışı yatırımcıların bilgi sahibi olması gereken bir diğer konu ise, INCOTERMS konusudur. Uluslararası satımlarda ve taşımalarda kullanılan kısaltılmış ifadeler (örneğin: FOB, CIF gibi) vardır. Ancak bunlar yazımlarının kısalığının aksine çok geniş anlamlar ve kurallar ihtiva ederler. Hangi kısaltma ifadenin, hangi anlama geldiği ve hangi kuralları içerdiği Uluslararası Ticaret Odası’nın internet sitesinden ulaşılabilecek olan INCOTERMS kitaplarında yer alır. Dönem dönem INCOTERMS tanımları güncellenir. Bu nedenle güncel INCOTERMS dikkate alınmalıdır.
Dünyada ticaretin dili büyük ölçüde İngilizce üzerinden gerçekleşmektedir. Bu nedenle hazırlanacak metinlerin de İngilizce ya da çift dilli olarak hazırlanması gerekir. Ancak bu konuda sıklıkla yaşanan bir problem vardır. O da, çevrilerin terimsel anlamının birbirini tutmamasıdır. Bu sorunun kaynağında genellikle kavram eşleştirmelerinin yapılmayıp günlük dilde kullanılan kelimelere göre çeviri yapılması bulunur. Mesela, Türk Hukuku’ndaki bir kaç kelimeyi düşünelim. Örneğin, “teşebbüs” kelimesinin “yeltenme” olarak ifade edilmesi düşünülebilir mi? Ya da, “temerrüt” kavramını düşünelim, temerrüt yerine “diretmek” sözcüğü kullansak, kaç tane hukukçu temerrüdü kastettiğimizi anlayabilir. Bu nedenle hukuk çevrilerinde tıpkı hukuk metinlerinin ana dilinde olduğu gibi birbirini karşılayan kavramlarla ifade edilmeleri gerekir. Aksi taktirde ticaretimizin yürümesi son derece sorunlu olur.
POINTS TO BE MINDFUL OF IN FOREIGN INVESTMENTS
Certainly the most critical matter in foreign investments is the country in which to make the investment. This point is important in two regards. First of all, it is essential to know the international agreements between the country in question and Turkey. Secondly, it requires the consultancy of a lawyer who knows the legal system of that country and an accountant who knows its financial system.
There is a common misconception about law. Lawyers who know the language of a country are also assumed to know the legal system of it. However, knowing the language of a country is not equal to knowing its legal system. Each country’s legal systems are different from one other. In fact, in some countries the legal systems of different states are quite different from each other. Therefore, it would be gullible to even think that a lawyer in Turkey would be enough. However, legal professionals in Turkey may provide a more effi cient and quality service from legal professionals in the country of investment.
As a side note, it should be determined whether the country to be invested is a party to internationally widely accepted agreements such as CISG, CMR. Because since such agreements have been recognized by a large number of countries, jurisprudence and precedents have been established in many countries regarding the application of these agreements.
Another matter that foreign investors should be knowledgeable with is the matter of INCOTERMS. There are abbreviated expressions used in international sales and transportation (for example: FOB, CIF, etc.). However, contrary to the brevity of their writing, they contain very broad meanings and rules. The abbreviations, their meanings and the rules they contain are contained in the INCOTERMS, which can be found on the website of the International Chamber of Commerce. The definitions of INCOTERMS are updated from time to time. Therefore, current INCOTERMS should be considered.
The language of trade in the world is largely occured through English. Thus, the texts should be prepared in English or in bilingual format. However, there is a problem that is often experienced in this regard. Which is the terminological incompatibility of the translations. The root of this problem is the fact that translations are usually made according to the words used in daily language rather than matching he meanings of the terms. For example, let’s think about a few words in Turkish Law. For example, is it conceivable that the word ”venture“ should be expressed as ”attempt”? Or let’s think about the term ”default“, if we use the word ”resist” instead of default, how many lawyers would be able to understand that we actually mean default. For that matter, in legal translations, they should be expressed with terms that meet each other by meanings, just like in the native language of legal texts. Because otherwise it would be highly problematic for our trade to operate.