Perakende ciroları Ocak ayında beklenenin üzerinde daralmıştı. Şubat’tan itibaren çok hızlı bir toparlanma başladı. Sektör genelinde adet satışlarında henüz pandemi öncesi rakamlara ulaşamasak da özellikle Mart ayından itibaren cirolarda çok hızlı bir artış gözlemliyoruz. Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) verileri de gözlemlerimizi ve aylık olarak düzenli olarak yaptığımız anket sonuçlarını doğruluyor. BKM verilerine göre ilk çeyrekte kartlı harcamalar yüzde 86,8 arttı. Cirolardaki artışın iki temel nedeni var. Birincisi maliyetlere bağlı olarak fiyatlar artıyor. İkincisi ise turist alışverişi. TL değer kaybettiği için Türkiye’de fiyatlar yabancılar açısından çok cazip. Yılın ilk çeyreğinde ülkemizi 4,9 milyon yabancı turist ziyaret etti. Yurt dışında yerleşik vatandaşlarımızı da ilave ettiğimizde sayı 6,3 milyona ulaşıyor. Turistlerin ziyaret ettiği mağazalarda elde edilen cirolar, kur avantajını değerlendiren yabancıların yoğun alışveriş yaptığını gösteriyor. BKM verilerine göre ilk çeyrekte yabancı kartlarla harcamaların geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 142 arttığı görülüyor. Türkiye’de kartlı harcamalarda yabancıların payı yüzde 8 düzeyindeydi. Bu yıl oranın yüzde 10 civarında olabileceğini öngörüyoruz.
Diğer taraftan 4 ayda tüketici fiyatları kümülatif olarak yüzde 31,6 arttı. Ancak hazır giyim ve ayakkabı kategorileri başta olmak üzere markalar piyasa koşulları nedeniyle maliyetleri fiyatlara yansıtamıyor. Nisan ayı itibarı ile ÜFE ve TÜFE arasındaki fark yüzde 52’ye ulaşmış bulunuyor. Bu durum bir yandan kârsızlığı getirirken diğer taraftan önümüzdeki aylar için fiyat artışı riskini barındırıyor. Tablo özellikle sabit ve dar gelirli yerli tüketicinin alım gücünün önümüzdeki aylarda zayıflayacağı anlamına geliyor. Dolayısı ile bu yıl markalarımız açısından turist alışverişi hayati önem taşıyor.
Yurt dışı ile Türkiye perakendesi karşılaştırıldığında Türkiye’nin durumu sizce nasıl?
Perakende sektörümüzün iki yıllık pandemi dönemini ABD ve Avrupa’daki birçok ülkeye göre daha az hasarla atlattığını söyleyebiliriz.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) olarak geçtiğimiz günlerde Trendyol ile işbirliği yaptınız. Bu sayede bünyenizde bulunan markaları global pazarlarla buluşturmaya hazırlanıyorsunuz. Bünyeniz açısından bu işbirliğinin avantajı nedir? Gerçekleştirdiğiniz bu e-ihracat hamlesinin ülkemiz için öngördüğünüz etkileri neler olacak?
Markalarımızın yurt dışına açılımında fiziki mağazaların yanı sıra online satış kanallarının önemi giderek artıyor. Trendyol ile başlattığımız yeni işbirliğini bu anlamda markalarımız açısından büyük bir fırsat olarak görüyorum. Hazır giyim, ayakkabı, ev tekstili, kozmetik, küçük ev aletleri kategorileri başta olmak üzere üyelerimizin büyük bölümünün bu fırsatı en iyi şekilde değerlendireceklerine ve Trendyol’un operasyonunun bulunduğu tüm ülke pazarlarına erişim için etkili bir satış kanalı yaratacağımıza inanıyorum.